Usta Eller-Genç Beyinler İş Birliği Projesi Sergisi Gerçekleştirildi
Ahşap Mirasının Korunmasında Geleneksel Dokunuş: Usta Eller-Genç Beyinler İş Birliği Projesi’nin kapanış resepsiyonu ve sergisi, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Şeref Holü’nde düzenlendi.
İstanbul Üniversitesi Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölümü, Zincirlikuyu İnşaat Teknik ve Yapı Meslek Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği, European Centre for Byzantine and Post-Byzantine Monuments (Avrupa Bizans ve Post-Bizans Anıtları Merkezi- EKBMM) ve Zincirlikuyu ISOV Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi tarafından yürütülen “Ahşap Mirasının Korunmasında Geleneksel Dokunuş: Usta Eller-Genç Beyinler İş Birliği Projesi’nin kapanış resepsiyonu ve sergisi yoğun bir katılımla gerçekleştirildi.
Program kapsamında; İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hayati Develi, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi ve Proje Yürütücüsü Doç. Dr. Işıl Özsait Kocabaş, YAPIMED Başkanı ve Proje Lideri Aydın Aykanat, EKBMM Direktörü Dr. Flora Karagianni, Proje Yürütücüsü Chara Sarrigiannidou, Zincirlikuyu İSOV Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Arkın Polat, Kültür Bakanlığını Temsilen Arkeolog İlkay İvgin ve İstanbul Üniversitesi Uluslararası Projeler Ofisi Koordinatör Yardımcısı Prof. Dr. Gürel Çetin konuşma yaptı.
“Çıkış Noktamız, Geleneksel Sanatların ve İşçiliklerin Yok Olması Sorunuydu”
Açılış konuşmalarında ilk sözü Doç. Dr. Işıl Özsait Kocabaş aldı. Projenin, 1 Nisan 2021’de T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Avrupa Birliği’nin mali desteği ile hayata geçirilen Ortak Kültür Miras: Türkiye ve AB Arasındaki Koruma ve Diyalog-II (CCH-II) Hibe Programı kapsamında hibe desteği aldığını belirten Doç. Dr. Özsait Kocabaş, programın genel hedefinin, kültürel miras konusunda uluslararası iş birliğinin geliştirilmesi, Türkiye’deki kültürel değerlerin tanıtılması ve kültür, sanat ve kültürel miras yoluyla sivil toplum diyaloğunun teşvik edilmesi olduğunu söyledi. Bu bağlamda çıkış noktalarının, çağın genel sorunu olan geleneksel sanatların ve işçiliklerin yok olması olduğunu kaydeden Doç. Dr. Özsait Kocabaş, “Projede ahşap oyma ve kündekari sanatlarının yaşatılması, tanınırlığının artırılması, ulusal ve uluslararası bağlantıların oluşturulması ve bunun da meslek lisesi öğrencilerinin eğitimine destek olmak yoluyla yapılması amaçlanmıştır” dedi. Projede önerilen modelin, ustadan çırağa geçerek günümüze kadar ulaşmış olan ahşap el işçiliğinin ustalardan meslek lisesi öğrencilerine aktarılmasıyla devam ettirilmesi olduğunu ifade eden Doç. Dr. Özsait Kocabaş, süreç içerisinde gerçekleştirilen çalışmalar hakkında bilgi vererek projede emeği geçenlere teşekkürlerini sundu ve konuşmasını tamamladı.
“Kaybolmaya Yüz Tutmuş Meslekleri Ayağa Kaldıracak Bir Proje”
Doç. Dr. Özsait Kocabaş’ın ardından Aydın Aykanat konuşmasını gerçekleştirdi. Türkiye’de eksikliği en çok hissedilen nitelikli ara eleman yetiştirme ve istihdam etme konusunda, özellikle de kaybolmaya yüz tutmuş meslekleri ayağa kaldırma ve sanatın devamlılığını sağlamaya çok büyük katkı sunan böylesine bir projeyi hayata geçirmiş olmanın haklı gururunu yaşadıklarını söyleyen Aykanat, “Kündekari ve oyma alanında 25 genç ustanın yetiştirilmesi, bu ustaların iş hayatına atılacak olması, bizleri ne kadar doğru bir iş yaptığımız konusunda daha da yüreklendirmiştir” şeklinde konuştu. Aykanat, projeye emek veren isimlere ve kapanış programına ev sahipliği yapan İstanbul Üniversitesi’ne teşekkür ederek sözlerini sonlandırdı.
“Çalışmamız Hem Sanat İçin Hem de Gelecek İçin Çok Önemli”
Aykanat’ın konuşmasının ardından Dr. Flora Karagianni söz aldı. “Öncelikle bu önemli proje kapsamında gerçekleştirilen programda, bulunuyor olmaktan çok büyük bir mutluluk duyuyorum” diyen Dr. Karagianni projeye katılma süreci hakkında bilgi verdi. Hem sanat için hem de gelecek nesiller için çok önemli bir projeyi hayata geçirdiklerini kaydeden Dr. Karagianni, gelecekte yapılacak benzer çalışmalarının yine başarıyla gerçekleşeceğine olan inancını belirterek ifadelerini tamamladı.
“Sanatla Birlikte Kültürel Kazanım da Sağlıyoruz”
Dr. Karagianni’nin sözlerini tamamlamasından sonra Chara Sarıgiannidu konuşmasını gerçekleştirdi. İstanbul’da ve İstanbul Üniversitesi’nde bulunuyor olmanın kendisi için büyük bir mutluluk olduğunu kaydeden Sarıgiannidu, “Bir yıldan daha fazla bir süre önce başlayan bu proje, sanat adına büyük önem taşımaktadır. Projemiz hem Türkiye hem de Yunanistan için sanat için olduğu kadar kültürel olarak da önemli kazanımlar ortaya koymaktadır. Bütün partnerlerimize, hocalarımıza, öğrencilerimize teşekkürlerimi iletmek istiyorum” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
“Öğrenciye Bu Kadar Dokunabilen Bir Projeyle İlk Kez Karşılaşıyorum”
Sarıgiannidu’nun ardından Arkın Polat söz aldı. Görevi gereği birçok projede yer almış olduğunu fakat ilk kez öğrenciye bu kadar dokunan, amacına bu kadar üst seviyede ulaşan bir proje ile karşılaştığını itiraf etmesi gerektiğini kaydeden Polat, emeği geçen tüm paydaşlara teşekkürlerini iletti. Öğrencilerin çok büyük özveriyle çalıştığını aktaran Polat, “İnanın, öğrencilerimizin gözündeki ışıltı, heves, heyecan beni olağanüstü etkiledi. Çünkü mesai dışı, hafta sonu, ders dışındaki tatil günlerinde bile, emsalleri, arkadaşları eğlenceyle, başka faaliyetlerle uğraşırken bizim gençlerimiz, projenin amacına ulaşması için, kendilerine mesleki yönden katkı sağlamak için mücadele ettiler” şeklinde konuştu. Mesleki Anadolu liseleri olarak gençleri, Türkiye’nin endüstrisine, sanayisine katkı sağlayacak nitelikli teknik elemanlar olarak yetiştirdiklerini belirten Polat, “Bu proje inşallah öğrencilerimizin bundan sonraki hayatlarında, bir mihenk taşı olur. İleride bu mesleğe güzel bir şekilde adım atarlar” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Bakan Mehmet Nuri Ersoy’dan Mesaj
Polat’ın konuşmasından sonra T.C. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un mesajı okundu. Ersoy’un mesajında “Genç Ustalar Projesi Kapanış Resepsiyonu ve Sergisi’ne nazik davetiniz için teşekkür eder, başarılı çalışmalarının devamı dileklerimle, projede emeği geçen herkesi kutlar, tüm katılımcılara ve konuklara sevgi ve selamlarımı sunarım” ifadeleri yer aldı.
“Projeden Çok Verimli Çıktılar Alındı”
Program, İlkay İvgin’in konuşmasını gerçekleştirmesiyle devam etti. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Avrupa Birliği Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı’nda arkeolog restoratör olarak görev aldığını ve bu projenin izlemelerini kendilerinin gerçekleştirdiğini aktaran İvgin, projenin başarısına dikkat çekerek, “Bu program Türk ve Avrupa Birliği kuruluşları arasında ortaklaşa uygulanan ortak kültür mirası faaliyetlerinin teşvik edilmesini ve geliştirilmesini amaçlayan bir programdır” dedi. Projeden çok verimli çıktılar alındığını vurgulayan İvgin, “Özellikle unutulmaya yüz tutmuş, geleneksel el sanatlarımızın yaşatılması ve devamının sağlanması bakımından da çok önemli bir proje gerçekleştirildi. Daha sonraki yıllarda da Bakanlığımız olarak bu tarz destekleri sürdürmeyi ümit ediyoruz. Buradan güzel de bir müjde vermek istiyorum. 2023 yılı içerisinde yaratıcı Avrupa programına tekrar giriş yapacağız. Bu kapsamda da projelerinizi tekrar bekliyoruz” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
“Üniversitemizin Sadece Bu Sene Kabul Edilmiş 13 Uluslararası Projesi Var”
İvgin’in ifadelerinin ardından Prof. Dr. Gürel Çetin söz aldı. Uluslararası Projeler Ofisi’nin, Türkiye’de önde gelen araştırma üniversitelerinden İstanbul Üniversitesi’nin uluslararası projeler alanındaki etkinliğini artırmayı misyon edinmiş bir takım olarak ifade edilebileceğini kaydeden Prof. Dr. Çetin, “Üniversitemizin, halihazırda bu sene kabul edilmiş olan 13 tane uluslararası projesi var. Tabii biz niceliğin yanında niteliğe de önem veriyoruz. Bu nedenle de ayrı bir gurur içerisindeyiz. Tekrar Işıl hocaya ve ekibine, proje ortaklarıyla birlikte teşekkür ediyoruz, kendilerini tebrik ediyoruz. Böyle çalışmaların yenilerini bekliyoruz” dedi.
“Modern İnsan, Toprağın Sıcaklığını Unutmaya Başladı”
Prof. Dr. Çetin’in ifadelerini tamamlamasının ardından Prof. Dr. Hayati Develi konuşmasını gerçekleştirdi. Geçmişte, ince bir şekilde üretilen sanatın aslında bütün toplumlarda modernleşmeyle beraber, unutulmaya, terk edilmeye ve yok olmaya başladığını ve modern insanın; taşın, demirin ve betonun arasında ahşabın ve toprağın sıcaklığını unutmaya başladığını aktaran Prof. Dr. Develi, “Bir çıkış yolu olarak eskiyi koruma, onu geleceğe taşıma, yani restore etme ve yeniden üretme gayretleri içerisine de bir taraftan girildi. Bugün konuştuğumuz proje, bu yeniden dirilişin adeta bir ışığı gibi görülüyor. Projeye katılan gençlerimizin bir kısmının ileride, ülkemizin ve dünyanın sayılı ahşap sanatkarlarından, zanaatkarlarından, ustalarından biri olması, en önemli dileğimizdir” şeklinde konuştu.
“Bu Coğrafyayla Evrensel Bir Mirası Paylaşıyoruz”
Türkiye’de gençleri, geleneksel sanatları yeniden yorumlayarak üretmeye yöneltecek okullar olursa, gençler kendilerine yeni yollar gösterecek hocalarla, ustalarla bir arada çalışma imkânı bulursa, gelecek için sanatla ve çok geniş bir coğrafyayı kapsayan kültürel birikimle iç içe yaşanabileceğini söyleyen Prof. Dr. Develi ifadelerini şöyle tamamladı: “Geleneksel sanatlarımızın sadece bugünkü Türkiye ile sınırlı olmadığını bilmemiz lazım. Tarih boyunca, bu sanatların üretildiği ve paylaşıldığı bir coğrafya olduk. Bu coğrafyayla evrensel bir mirası paylaşıyoruz. O zaman o mirası geleceğe taşımak için, onu gençlerimize öğretmek, ustaların hünerlerini ve birikimlerini, gençlerin yeteneklerine aktarabilmek işini başarmak zorundayız. Proje bu anlamda önemli bir iştir. Projemizde emeği olan tüm isimlere çok teşekkür ediyorum. Bu gençleri hakikaten ümit ışığı olacak şekilde geliştiren Zincirlikuyu Lisesi müdürü, öğretmenleri ve öğrencilerine, projede emeği geçen herkese ve bu gibi projeleri her zaman destekleyen Üniversitemiz rektörlüğüne çok teşekkür ediyorum, hepinize saygılar sunuyorum.”
“Dostluğa ve Kardeşliğe İvme Kazandıran Bir Proje”
Prof. Dr. Develi’nin konuşmasının ardından İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak söz aldı. Usta Eller-Genç Beyinler İş Birliği Projesi’nin tasarlanmasının ve çıktılarının kendilerini oldukça heyecanlandırdığını aktaran Prof. Dr. Ak, altının çizilmesi gereken bir başka noktanın ise yaşanan tüm güzelliklerin aslında dostluğa ve kardeşliğe ivme kazandırması olduğunu söyledi. Bu süreçte pek çok kurumun iş birliği içerisinde çalıştığını ve projenin hem uluslararası bir proje olması yönüyle hem de bir üniversite ile daha da uygulayıcı konumda bulunan lise yöneticilerinin ve öğrencilerinin projenin paydaşı olmasının gelecek adına ümit verici olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ak, İstanbul Üniversitesi’nin tam da böyle çalışmalar için var olduğunu belirtti.
"İstanbul Üniversitesi’nin İmkanlarını, İnsanlığın Faydasına Kullanmak İçin Çabalıyoruz”
Üniversitenin imkanlarını, ülkenin ve insanlığın faydasına, nihayetinde de barışa katkı sağlayacak şekilde kullanmayı ve geliştirmeyi hedeflediklerine dikkat çeken Prof. Dr. Ak, “İstanbul Üniversitesi yılın henüz 5. ayında 13 uluslararası proje almış durumda ve bunun 9 tanesinin yürütücüsü de üniversitemizin hocaları. Bu itibarla üniversitemizdeki pek çok bölümün bize katkı sağladığını biliyoruz. Ve bunların sadece görsel malzeme olarak değil, uluslararası yayın olarak da -ki yayın yapmak bu projenin de çıktıları arasında yer alıyor- tüm insanlığa açık erişimle sunulduğunu biliyoruz” dedi.
“Dünyanın Buluşma Noktasındayız”
İstanbul Üniversitesi’nin, dünyanın buluşma noktası olduğunu ve tüm kültürlerin, kendi yetkinliklerini sundukları bir hüner alanı özelliği taşıdığını kaydeden Prof. Dr. Ak ifadelerini şöyle sürdürdü: “Şunu gururla söyleyebilirim ki Üniversitemiz, 136 ülkeden 9 bin 400 uluslararası öğrencinin eğitim aldığı bir yer. Bunu daha da anlamlı kılan, uluslararası öğrencilerimizin yüzde 47’sinin kız öğrencilerden oluşmasıdır. Dolayısıyla hem ulusal hem uluslararası alanda, gelecek için söyleyecek sözü olan genç beyinlerin buluştuğu bir üniversiteyi konuşuyoruz. Salt bilginin yanında hüner ve marifetin de sergilendiği bir üniversitedeyiz. Bu yönden, sanata çok önem veriyoruz. Sanat unsurlarının sonuçlarının müze kültürü içerisinde saklanması, korunması ve ilgililere sunulması en önemli önceliklerimiz arasında.”
İstanbul Üniversitesi’nin konum olarak yürüme mesafesinde pek çok müzenin yakınında olduğunu ve müzecilik faaliyetleri bakımından kendilerini her zaman destekleyen T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Arkeoloji Müzesi yetkililerine teşekkürlerini ilettiğini belirten Prof. Dr. Ak, Üniversitenin; eski çağ tarihi, arkeoloji, sanat tarihi, kültür varlıklarını koruma ve onarım, coğrafya, mimarlık ve tüm bunları kucaklayacak biçimde müzecilik bölümleriyle lisans, yüksek lisans ve doktora kademelerinde oldukça önemli eğitimlerin merkezi olduğunu vurguladı.
Projenin en büyük çıktısının, disiplinler arası bir çalışma yapılmasın ve bu çalışmanın nasıl sürdürülebileceği ile hangi sonuçlara ulaşabileceğinin gösterilmiş olması olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ak, bu durumun gelecek adına bir ümit olduğunu sözlerine ekledi.
“Üniversitemizin Kapıları Öğrencilerimize Her Zaman Açık”
Programın konukları arasında bulunan lise öğrencilerine de seslenen Prof. Dr. Ak konuşmasını şu şekilde tamamladı: “Sevgili lise öğrencilerimiz için özel olarak konuşmak istiyorum. İstanbul Üniversitesi’nin tüm programları sizlere açık ve sizleri beklemekte. Gelecek sizlerin elinde. Biz üniversite imkanlarını sizlerle paylaşmak için de her zaman hazırız. Ve sizleri büyük bir heyecanla bekliyoruz. Bu projemize başladı ve bitti gözüyle bakmıyoruz. Ekibimiz, birlikte çalışabilme, iş üretebilme özelliğini ve katkılarını, becerilerini en üst düzeyde ispatlamış oldu. Öyleyse durmak yok, yola devam diyoruz. Yeni projeleri ve yeni proje ortaklarımızı heyecanla bekliyoruz. Burada güzel bir parantez açıldı. Aslında bu, proje kapatma toplantısı değil, yeni projelerimizin başlangıç toplantısı diye düşünüyoruz. Bu vesileyle bu güzel günde hepinizi tekrar saygıyla, hürmetle selamlıyorum.”
Ahşap Mirasının Korunmasında Geleneksel Dokunuş: Usta Eller-Genç Beyinler İş Birliği Projesi’nin kapanış resepsiyonu ve sergisi töreni, Prof. Dr. Ak’ın konuşmasını tamamlamasından sonra plaket ve sertifika takdimiyle devam etti. Program, serginin gezilmesinin ardından müzik dinletisiyle sona erdi.
Öne Çıkan Haberler
İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Akademik Kurul Toplantısı Gerçekleştirildi
Prof. Dr. Yasemin Işıktaç Armağanı Takdim Töreni Programı Düzenlendi
“Kırmızı Sergi” Sanatseverlerle Buluştu
EARMA’nın COVID-19 Sonrası İlk Yüz Yüze Konferansı Oslo’da Gerçekleştirildi
“Fatih Dönemi Kültür ve Sanat Ortamı” Programı Gerçekleştirildi
II. Uzay Ekonomisi, Uzay Hukuku ve Uzay Bilimleri Sempozyumu Gerçekleştirildi