“Türk Dünyasında Birlik ve Beraberliğin Anahtarı Dilde Birliktir”

17. Uluslararası Türk Dünyası Sosyal Bilimler Kongresi, 30 Ekim’de İstanbul Üniversitesi Prof. Dr. Fuat Sezgin Kongre ve Kültür Merkezi’nde başladı. 


Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Öncülüğünde düzenlenen 17. Uluslararası Türk Dünyası Sosyal Bilimler Kongresi, kongre tanıtım filminin gösterilmesiyle başladı. Kongrenin açılış konuşmaları kapsamında ilk olarak Türk Dünyası Sosyal Bilimler Kongresi Koordinatörü ve Sakarya Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Vecdi Can söz aldı. Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Kurucusu Prof. Dr. Turan Yazgan’ın 1992 yılında Kırgızistan’da yaptığı iş birliği protokolü sayesinde bu tarz faaliyetlerin devam ettirilebildiğini belirten Prof. Dr. Can, “Kongremiz İsmail Gaspıralı’nın ‘Dilde, Fikirde, İşte Birlik’ ülküsünün somut tezahürüdür” dedi. 

“Kongremiz, Bilgi Üretiminin ve Paylaşımının Üssü”


Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi’nin kalitesinin ve katılımcı sayısının her geçen gün arttığını kaydeden Prof. Dr. Can şu şekilde konuştu: “Bu kongre Türk dünyasını bir araya getirmeyi başarıyor. Sadece bir araya getirme değil, bilgi üretiminin ve paylaşımının üssü haline geliyor. Diğer yandan uluslararasılaşma boyutunda da ciddi mesafeler kat ediliyor. Bizler Türk dünyasına sevdalı olan kişiler olarak Türk dünyasının meselelerine karşı duyarsız kalamayız. Akademisyenler olarak üstlendiğimiz misyonun farkındayız.”

“Bilgi ve Tecrübe Paylaşımı Yapılmalı”


Prof. Dr. Can’ın ifadelerini tamamlamasının ardından Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Genel Başkanı Közhan Yazgan konuşmasını gerçekleştirdi. “Türklük ve insanlık sevdalısı Prof. Dr. Turan Yazgan tarafından kurulan Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı nice ilkleri gerçekleştirdi” şeklinde konuşan Prof. Dr. Yazgan, Türk dünyasının birçok kez İsmail Gaspıralı’nın ‘Dilde, Fikirde, İşte Birlik’ ilkesiyle ve Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk birliği görüşüyle bir araya gelmeye devam edeceğini vurguladı.
Bilimde ve teknolojide yaşanan hızlı gelişimin altını çizen Prof. Dr. Yazgan, “Türk dünyasının bu gelişimi ve değişimi yakalamak için her türlü vasıtayı kullanarak bir araya gelmesi, bilgi ve tecrübe paylaşımı yapması, çağdaş dünyayla maddi ve manevi güç birliği yapması çok önemlidir” ifadelerini kullandı. 

“Türk Dünyasıyla İlgili Suni Kavramlardan Kaçınmalıyız”


Prof. Dr. Yazgan’dan sonra Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Musa Yıldız açılış konuşmasını yaptı. 17 sempozyumun art arda gerçekleştirilmesinin çok önemli bir başarı olduğunu aktaran Prof. Dr. Yıldız, Türk dünyasıyla ilgili kavramlar hakkında değerlendirmelerde bulundu. “Türki” kavramının suni bir kavram olarak ortaya çıktığını söyleyen Prof. Dr. Yıldız, “Bu kavram, bazı grupları suni olarak, siyasi olarak ötekileştirmek ve bölüp parçalamak için kullanılan bir kavramdır” diyerek bu tarz kavramların kullanılmaması gerektiğine dikkat çekti. Bu bağlamda bir diğer kavramın da “Orta Asya” kavramı olduğunun altını çizen Prof. Dr. Yıldız, esas kullanılması gereken kavramın “Türkistan” olduğunu dile getirdi. 
Prof. Dr. Yıldız’dan sonra söz alan Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık konuşmasında Türk dünyasının nitelikli ar-ge, tasarım ve pazarlama yapmasının öneminden bahsederek iş birliği içinde çalışılması temennisini iletti. 

“Ekonomi ve Eğitim Süreçlerine Odaklanan Bir Kongre”


Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Türk ise kongrenin ekonomi ve eğitim süreçlerine odaklanan bir kongre olduğunun altını çizerek, Türk dünyası için önemli merkezlerde düzenlenen kongrelerin, Milli Mücadele’nin 100. yılında İstanbul’da ve İstanbul Üniversitesi’nde düzenlenmesinin önemine değindi. Prof. Dr. Türk konuşmasında, sanayi toplumundan bilişim toplumuna dönüştüğümüz bu çağda, gelişen iletişim ve ulaşım imkanlarından faydalanmanın öneminden bahsederek her sene düzenlenen kongrenin, Türk dünyasının bilimsel ilerlemesi açısından da büyük bir imkân olduğunu sözlerine ekledi.

“Türk Devletleri Birbirlerini Keşfetmeli”

Prof. Dr. Türk’ün ifadelerini tamamlamasından sonra Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Savaşan söz aldı. Prof. Dr. Savaşan, Türk devletlerinin birbirlerini keşfetmesi ve etkileşim içinde bulunmasının önemini vurgulayarak sözlerine şu şekilde devam etti: “Ülkemizdeki üniversiteler, Batı’daki üniversitelerle iş birliği yapmak konusunda daha istekli fakat o durumda da alıcı konumdan daha çok verici durumda oluyorlar. Bu yüzden bizim birbirimizi keşfetmemiz önem taşıyor. Bu tip kongreler de bizim bu bağlantıları kurmamız için büyük öneme sahip. Üniversite olarak özellikle lisansüstü iş birlikleri konusunda atılım yapmak istiyoruz.”

“Bu Kongre, Ülkemizde Sosyal Bilimler Alanına Talebi Gösteriyor”

Etkinliğe ev sahipliği yapan İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, kongrenin İstanbul Üniversitesi bünyesinde düzenlenmesinden duyduğu mutluluğu belirterek, İstanbul Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren Türkiyat Araştırmaları Merkezi’nden ve merkezin çıkardığı dergiden söz etti. İstanbul Üniversitesi’nin 154 ülkeden 8 bin 300 uluslararası öğrenciye ev sahipliği yaptığını belirten Prof. Dr. Ak, bu miktarın ülkemiz için önemli olduğunu söyledi. 17’ncisi düzenlenen kongrenin ülkemizde sosyal bilimler alanında talebi ve önemi gösterdiğini dile getiren Prof. Dr. Ak, İstanbul Üniversitesi’nde lisans programlarına yerleşen öğrenci sayısını örnek göstererek sosyal bilimlere olan talebin fazlalığına şu şekilde dikkat çekti: “Bu sene Hukuk Fakültesi’ne 510 öğrenci alındı ve 510’uncu gencimiz, 2 buçuk milyon kişinin girdiği üniversite sınavında 4 bininci. Üniversitemizin tarih bölümüne 90 öğrenci alındı ki bu bölüme en fazla öğrenciyi biz alıyoruz, 1’inci öğrencimiz Türkiye 157’ncisi. Aynı bölüme alınan 90’ıncı öğrencimiz de 4 bin 733’üncü olarak üniversitemizi tercih etti. Türk Dili programı da 11 bin 348 ile alımı kapattı. Keza İlahiyat Fakültemiz 9 binden, Psikoloji bölümümüz 13 binden öğrenci aldı. Dil alanında örnek vermek gerekirse, Çin ve Kore Dili bölümleri de 9 binden öğrenci aldı. Bu talep bize Sosyal Bilimler Kongresi’nin 17’ncisinin düzenlenmesinin hiç de tesadüfi olmadığını gösteriyor.” 

“Bize Biçilen Değeri Değil, Öz Değerimizi Gündeme Getirmeliyiz”

17. Uluslararası Türk Dünyası Sosyal Bilimler Kongresi, açılış konuşmalarının tamamlanmasının ardından, Türk Dünyası Özel Oturumları ile devam etti. İlk oturumun moderatörlüğünü Bursa Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Yüce üstlendi. Türk dünyasının, kadim bir coğrafyanın kadim kültür ve değerlerine sahip büyük bir coğrafya olduğunu belirten Prof. Dr. Yüce şu şekilde konuştu: “Türk dünyasındaki birlik ve beraberliğin ilk anahtarı dilde birliktir. Bütün liselerde çağdaş Türk lehçelerinin ve çağdaş Türk edebiyatının okutulması gerekiyor. Başkalarının bize atfettiği değerleri konuşarak bir araya gelemeyiz. Bize biçilen değeri değil, öz değerimizi gündeme getirmeliyiz. Türk dünyasındaki birlik ve beraberliği sağlamak için aynı dili konuşmamız gerekiyor.”
Prof. Dr. Yüce’nin moderatörlüğünü üstlendiği oturumda, sırasıyla Kırgızistan Cengiz Aytmatov Milli Akademisi Üyesi Prof. Dr. Sulayman Kayıpov, Kazakistan Miras Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bolat Mirzaliyev, Kuzey Makedonya Uluslararası Vizyon Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fadıl Hoca ve İsmail Gaspıralı Avrasya Gelişme Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Ranetta Gaffarova söz aldı. 

“Önemli Olan, Şuur ve Tarih Bilincini Sağlamak”

Türk Dünyası Özel Oturumlarının ikincisinin moderatörlüğünü İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlyas Topsakal üstlendi. Prof. Dr. Topsakal konuşmasında Prof. Dr. Turan Yazgan’ın bıraktığı mirasın, İsmail Gaspıralı’nın bıraktığı miras gibi büyüyeceğini ve dünyadaki bütün Türkler arasında bir köprü olacağını vurguladı. “Dünya farklı felsefi alanlarda akıyor. Sosyolojik süreçleri farklı farklı yaşıyoruz” diyen Prof. Dr. Topsakal, farklılıkların yaşanacağının ama birliğin kıymetinin de yavaş yavaş anlaşılacağının altını çizdi. İfadelerine teknoloji konusuna değinerek devam eden Prof. Dr. Topsakal şu ifadelere yer verdi: “Teknoloji artık dilleri eskisi gibi tartışmayı gerektirmeyecek. Farklı diller konuşsak bile herkes o dili bir çiple anlayacak. Önemli olan ise şuur ve tarih birliğini sağlayabilmemiz. Türklük tarih ve felsefe düşüncesine, aynı kökten geldiğimize, aynı duyguları paylaştığımıza, aynı tarihi yaşadığımıza ve birbirimizin parçası olduğumuza inanmamız gerekiyor.”
Oturum, sırasıyla Gagauzya M. V. Maruneviç Bilim Araştırma Merkezi Direktörü Doç. Dr. Irina Konstantınova, Türkolog Atila Jorma, Cezayir 2 Üniversitesi Doğu ve Slav Dilleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Chakip Benafri ve Kırgızistan Uluslararası K.Ş. Toktomamatov Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Satıbaldı Ömürzakov’un konuşmalarını yapmalarının ardından tamamlandı.
Bildiri sunumlarının gerçekleştirildiği oturumlarla devam eden 17. Uluslararası Türk Dünyası Sosyal Bilimler Kongresi, 1 Kasım’da sona erecek. 

Haber: Tuğçe Ayçin, Ahmet Çağatay Bayraktar

İÜ Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü




Öne Çıkan Haberler

Hindistan İstanbul Başkonsolosu J. P. Singh, İstanbul Üniversitesi’ni Ziyaret Etti

‘’İslam Hukuku Sempozyumu’nun Niteliği Her Sene Artıyor’’

“Uluslararası Öğrencilerimiz, Vizyonumuza Yeni Pencereler Açıyor”

Kadın Rafting Takımımızdan Türkiye Şampiyonluğu Başarısı

İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, Azerbaycanlı Yetkilileri Ağırladı

Üniversite Gençliği Kendi Musikisinin Sahibi Olduğunu İspatladı