“Nurettin Topçu Türkiye’nin Maarif Davası” Konferansı İstanbul Üniversitesi’nde Gerçekleştirildi

“Nurettin Topçu Türkiye’nin Maarif Davası” konulu konferans Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Kara tarafından, 24 Kasım 2017 tarihinde İÜ Rektörlük Binası Mavi Salon’da gerçekleştirildi.

24 Kasım Öğretmenler Günü’nde böyle bir etkinlikte yer almaktan duyduğu mutluluğu dile getirerek konuşmasına başlayan Prof. Dr. İsmail Kara konuşmasında, “Bir eğitim sisteminden bahsedebilmek için asgari olarak birbiri ile irtibatlı üç kademeden bahsetmek gerekir. Bunlardan biri eğitim düşüncesi ve eğitim felsefesi diyeceğimiz en üstteki katmandır. Bu katman biraz da soyuttur. İkincisi bir alt kademe olan eğitim kurumları, eğitim yapılarıdır. Üçüncü katman da eğitimin üslubudur. Bu son kademe bugün Türkiye’nin büyük ölçüde unuttuğu bir kademedir. Eğitim düşüncesi veya felsefesi çok geniş bir alan olmakla beraber aslında nasıl bir insan yetiştirmek istiyorsunuz sorusu etrafında teşekküllenir. Fakat bu sorunun bir üstünde nasıl bir insan malzemesine sahipsiniz sorusu yer alır. Dolayısıyla eğitim düşüncesi ve felsefesi olmazsa eğitim sistemi olmaz. Üniversite kampüsü fikri ülkemizde gelişmiş bir şey değildir. Maalesef önemsenen bir şey de değildir. Bunun sebebi bir eğitim düşüncesi ve felsefesinin olmayışıdır” dedi.

Nurettin Bey’in maarif davasında üzerinde durduğu bir diğer önemli konunun da bir düşünceye ve felsefeye sahip eğitim sisteminin asgari düzeyde üç temel fonksiyonu yerine getirmesi olduğunu söyleyen Prof. Dr. İsmail Kara sözlerini şu şekilde sürdürdü, “Bunlardan birincisi aslında geçmişe ait bilgilerin aktarımı diyebileceğimiz bir fonksiyondur. İsterseniz bunu daraltalım tarihle sınırlandıralım. Ancak bu tarihle sınırlandırılabilecek bir şey değildir. Çünkü geçmiş bütün insanlık tarihini içine alır ve bu her eğitim kademesinde verilemez. Dolayısıyla geçmişe ait bilginin hangi kademede nasıl aktarılacağı önemli bir bahistir. İkinci geçmişe ait bilginin bugünün ihtiyaçları, arayışları ve dünyasıyla irtibatlandırılmasıdır. Nurettin Bey, geçmiş bilgilerle sınırlı kalmak ve bunları kutsallaştırmak düşüncesine karşıdır. Çünkü bir eğitim sistemi sadece geçmiş bilgileri bazı kademelerle aktararak varlığını sürdüremez ve yukarı çıkaramaz. Hâlbuki varlığını yukarı çıkarmak zorundadır. Eski malumatın yeniden üretilmesi gereklidir. Bu ikinci kademe aynı zamanda tenkit fikrini de davet eder ve bu husus Nurettin Bey için çok önemlidir. Eski malumatı bugün ile irtibatlandıracak olan şey tenkit fikridir. Tenkit fikri olmadan ancak tekrarda bulunabilirisiniz. Ezber hiç şüphesiz eğitim için iyi bir şey değildir. Ancak ezber ve tekrar sadece aynı düzeyde kalırsa tehlikelidir. Yoksa ezber ve tekrar eğitimin temelidir. Modern eğitim de hiç ezber yapmama gibi bir fikir var. Ben eğitimin alt kademesi olarak ezber ve tekrarın çok önemli olduğunu düşünmekteyim. Üçüncü fonksiyon bir gelecek tasavvuru bir gelecek düşüncesi vermektir. Bir eğitim sistemi bunlarsız olamaz.”

Eğitimin Nurettin Topçu’daki en büyük sloganının milletin fertlerine bir hakikat sevgisi ve aşkı aşılamak olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kara şu ifadelerde bulundu, “Hakikat kelimesini bugün Türkçe’de kullandığımız başka kelimelerle karşılamaya kalktığımız zaman bir grup kelime kullanmamız gerekmektedir. Hakikat kelimesinin ve kavramının içerisinde, adalet ve gerçeklik fikri vardır, hakkaniyetle ve hukukla doğrudan alakalıdır. Aynı zamanda namütenahilik, metafizik bir çerçeve de vardır. Türkçedeki hakikat kelimesi bir tarafı ile metafizik anlamlara ve maddi gerçekliğe, realiteye işaret ederken diğer bir tarafıyla da hak, hukuk ve hakkaniyete işaret eder. Biraz farklı bir şekilde söyleyecek olursak hakikat bir inanç, ahlak terimidir, bir ilim ve bilim terimidir. Dolayısıyla hakikat aşkı ve sevgisi bugün için de güzel bir laftır. Aslında bunun içini doldurmak ve kullanmak gerekir.”

Nurettin Bey’in eğitimde altını çizdiği diğer önemli noktaların kalp ve akıl terbiyesi olduğunu belirten Prof. Dr. İsmail Kara sözlerini şu şekilde sonlandırdı, “Nurettin Bey’e göre ilk ve orta öğretimde eğitim fonksiyonları kademelerinin kalp terbiyesi veya farklı bir ifade ile his terbiyesi merkezli olması gereklidir. Onun sisteminde ilkokul düzeyindeki çocuklara bilgi yüklemek tasrif edilen bir şey değildir. Şüphesiz bilgi verilecektir. Bilgi vermek ve bilgi yüklemek onun için ayrı bir şeydir. Fakat onun öne çıkardığı tabiat fikri sadece yeşillik ve su sevgisi değildir. Tabiat aynı zamanda bir anlama ve düşünme kaynağıdır. İsterseniz buna tabiat kitabını okumak da diyebilirsiniz. Çocuğa bu terbiyenin verilmesi üzerinde çok fazla durur. İkinci kademe ise lise düzeyidir. Burada kullandığı ana çerçeve akıl terbiyesidir. Nurettin Bey mistik bir düşünürdür fakat akıl onun için çok önemli bir yer tutar. Dolayısıyla eğitim sistemindeki akıl terbiyesine atfettiği önem ve verdiği yer aslında felsefesindeki akıl meselesiyle de hiç şüphesiz irtibatlıdır.”

Konferans toplu fotoğraf çekiminin ardından son buldu.

Haber: Ebru SÖNMEZ


Öne Çıkan Haberler

İÜ Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zeki Candan’ın Büyük Başarısı

“Kore Yarımadası ve Ortadoğu’da Güvenlik Sorunları Paneli” İstanbul Üniversitesi’nde Gerçekleştirildi

İstanbul Üniversitesi “Türkiye Yeniden: Mezun Buluşması” Etkinliğine Katıldı

İÜ-Rektörü-Prof.-Dr.-Mahmut-Ak-“Kadına-Yönelik-Şiddete-Karşı-Uluslararası-Mücadele-Günü”-Programı’na-Katıldı

İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” Programı’na Katıldı

İÜ-2019-–-2023-Stratejik-Plan-Çalıştayı-III-Gerçekleştirildi

İÜ 2019 – 2023 Stratejik Plan Çalıştayı III Gerçekleştirildi

Milli-Nanoteknolojik-Ürünler-İçin-Çalışmalar-Başladı

Milli Nanoteknolojik Ürünler İçin Çalışmalar Başladı