İÜ Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından düzenlenen “Mısır’ın Dördüncü Piramidi Ümmü Gülsüm” adlı konferans/dinleti, 3 Mayıs 2012 tarihinde İÜ Rektörlüğü Binası Doktora Salonu’nda gerçekleştirildi.

Doç. Dr. Namık Sinan Turan’ın hazırladığı programa İÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Zeynep Çiğdem Kayacan da katıldı.

 

Arapların En güçlü Sesi

 Arap dünyası 1900’lerin başından itibaren ciddi sarsıntılarla karşı karşıya kalmıştır. Her dönem yeni söylemleri ve politik gelişmeleri beraberinde getirirken bunu ortak paylaşım olarak yayacak sembolleri yaratmıştır. 20. yüzyıl Mısır kültürü Tevfik el-Hakim, Şevki ve Nobel ödüllü Necip Mahfuz gibi edebiyatçıların yanında başka simalar ve kimlikleri de barındırmaktadır. Bunlardan biri de Ümmü Gülsüm’dür. Üstlendiği toplumsal misyon, ülkesine olan derin bağlılığı, müzik dışında Arap kültür ve edebiyatına olan hayranlığı onu kimilerinin yakıştırmasıyla “kadınların devletinin olmayacağı bir dünyada devlet gibi kadın” yapar, adı Mısırla özdeşleşir. O, Nasır’ın değişiyle “Mısır’ın dördüncü piramididir.” Yaşamı Mısır’ın 20. yüzyıldaki siyasal ve kültürel tarihiyle birlikte biçimlenmiş, onu yalnızca Mısır’ın değil, Arap dünyasının duygularına tercüman olan ulusal bir sembol haline getirmiştir. Arap nahda hareketinin müzikteki en önemli temsilcisi olan sanatçı Arap kültürünün oluşumunda olmasa bile aktarımında önemli bir rol üstlenmiştir. Şiire ve müziğe düşkünlükleri tarihi bir tecrübeyle sabit olan Arap halkları için başlı başına bir fenomen haline gelmiştir.

Ümmü Gülsüm’ü Arap dünyasında gerçek bir efsane durumuna getiren özelliği şarkılarında kullandığı söylem ve ülkesinin geçtiği önemli kırılma noktalarında kendini yeni dönemin beklentilerine uygun olarak biçimlendirebilme başarısıdır. Birçok yoruma göre asla bir araya gelemeyen Arapları sesiyle bir araya getirebilmiştir. Ümmü Gülsüm’ün 1.2 milyon dolarlık müzesinin açıldığı gün olan 28 Aralık 2001’de BBC’nin röportaj yaptığı elli dokuz yaşındaki bir fanatiğinin sözleri bunu doğrular niteletiktedir: “Bizi Araplar olarak bir araya getirdi, bizim ruhlarımızı birleştirdi.” O, hiç tartışmasız Arap toplumunun üzerinde hem fikir olduğu, ortak bir duyarlılık ve hayranlıkla kabullendiği ilk popüler figürdür.

[nggallery id=177]

 

İstanbul Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü