İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak 10. Uluslararası Üsküdar Sempozyumu’na Katıldı
10. Uluslararası Üsküdar Sempozyumu 20 Ekim 2018 tarihinde Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi’nde Fuat Sezgin Salonu’nda gerçekleştirildi. Sempozyumda İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak başkanlığında bir oturum düzenlendi. Oturumda Uşak Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Gaye Yavuzcan ve Yeditepe Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Ayşen Müderrisoğlu sunum gerçekleştirdi.
“2019 Yılında Üsküdar Daha Çok Gündeme Gelecek”
İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak sempozyumun açılış konuşmasında: “Bugün güzel bir salondayız; Fuat Sezgin Salonu. Bu ismi verdikleri için Üsküdar Belediyesi’ne teşekkür ediyorum. Bildiğiniz gibi Fuat Sezgin ülkemizin yetiştirdiği çok önemli değerlerden biri. Başta Cumhurbaşkanımızın yakın ilgisi dolayısıyla hayatının son zamanlarında ülkemiz kendisine vefa borcunu layıkıyla ödedi. Fuat Sezgin ‘GAS’ isimli 17 ciltlik eserin yazarıdır. Eser, bugüne kadar Türkçeye çevrilmedi. Şu anda kendi adına kurulan bir vakfın koordinasyonunda ve İstanbul Üniversitesi öğretim üyelerinin de katkılarıyla bu eser Türkçeye kazandırılmakta. 2019 yılı ülkemiz için İslam Bilim ve Tarihi’nin sıkça konuşulduğu bir yıl olacak. Bildiğiniz gibi, Cumhurbaşkanımız 2019 yılını Fuat Sezgin yılı olarak ilan etti. Dolayısıyla İslam Bilim ve Teknoloji tarihi gündeme taşınacak. Biz de bu hareketliliğin içinde olmanın gururunu ve sevincini yaşıyoruz” dedi.
Grosvenor Üsküdar’ı ‘Gelenekçi’ Olarak Nitelendirmiştir
Uşak Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Gaye Yavuzcan “Bir Amerikalı Tarihçinin Kaleminden 19. Yüzyıl’da Üsküdar” başlıklı konuşmasında: “Bugün, 19. yüzyılda yaşayan bir Amerikalı tarihçinin kaleminden Üsküdar’ı değerlendireceğiz. Benim değerlendirdiğim iki ciltlik Constantinople adlı eserdeki Üsküdar’a ayrılmış bütün bilgileri buraya aktarabildiğimi düşünmüyorum. Eserin yazarı Edwin A. Grosvenor önemli bir kişilik. 17 yıl boyunca İstanbul’da tarih öğretmenliği yapan Grosvenor, yoğun bir şekilde seyahat etti. Bu yıllarda eserine kattığı nitelikler bizim için son derece önemli” ifadelerini kullandı.
Dr. Öğretim Üyesi Yavuzcan, Grosvenor’un biyografisini özetledikten sonra konuşmasına şu şekilde devam etti: “Grosvenor, Üsküdar betimlemesinde; semte hakim rengi verdiğine inandığı, Üsküdar’ın en baskın ve en tipik karakteristiği ve varlığı olarak nitelendirdiği ‘Mezarlığı’ ile başlıyor. Asya kıtasına son veren, Asya’nın Boğaz boyunca diğer her yerden daha batıya uzandığı muazzam üçgen burun Üsküdar’ın meskenleri ve mezarlıkları ile doludur. Böyle bir yerde milyonlar toz haline gelip ölümü sıradanlaştırırken tek bir bireyin hayatı ancak bir an ortaya çıkmaktadır, yazmış. Grosvenor, Üsküdar Mezarlığı’nı anlatırken Türklere ilişkin bir yorumunu eserine aktarmış: ‘İkinci Mehmet’in tahta oturmasından nesiller önce Müslümanlar buraya defnedilmişlerdir. Bizans İmparatorluğu’nun düşüşünden sonra her ne kadar bütün Boğaz sultanların hükümdarlığına boyun eğmiş olsa da bu mezarlık zenginlerin, nüfus sahibi kimselerin tercih ettiği defin yeri olma özelliğini sürdürmüştür. Hayatları Avrupa topraklarında geçebilir. Fakat çoğu Müslüman öldüğü zaman Mekke, Medine ve Kudüs gibi kutsal topraklarda yatmayı tercih eder. Osmanlıların zamanında, Avrupa’daki mezarlıkların bir gün kendilerine galip gelecek yabancılar tarafından çiğnenmesi endişesi onları ürkütürdü. Aslında milyonlar Boğaz’ın öteki yakasında yaşadıkları ve öldükleri çevrede gömülmüşlerdir. Ama yine de ölüleri bu mukaddes noktaya getirilmekte’ demiştir. Aslında Osmanlı’da mezarlıkların önemini farklı Batılı yazarların kaleminden de okuduğumuzu belirtelim. Grosvenor, Üsküdar’ı ‘gelenekçi’ olarak nitelendirmiştir. Üsküdar, İstanbul’un diğer semtlerinden çok daha fazla Osmanlı, çok daha fazla Doğulu ve çok daha fazla Müslümandır. Üsküdar, İstanbul’un adetlerini ve inançlarını zamana uydurmasına tutkuyla yüksekten bakar” şeklinde konuşarak sözlerini sonlandırdı.
Oturum Başkanı İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, Dr. Öğretim Üyesi Yavuzcan’a konuşmasından dolayı teşekkürlerini sunarak şu ifadeleri kullandı: “Dr. Öğretim Üyesi Gaye Yavuzcan, Bir Amerikalı tarihçinin kaleminden 19. yüzyılda Üsküdar’la ilgili izlenimleri bize aktardı. Mezarlıklar, camiler, tarikatlar ve Haydarpaşa ile ilgili bilgiler sunuldu. Burada şunu vurgulamak isterim, mezarlıklar hayatın izdüşümü şeklinde. Mezar taşlarına bakarak kişilerin hayatlarına dair bilgilere ulaşılabilir. O bakımdan mezarlar günlük hayatın yansımasıdır. Camiler de halkın buluştuğu kaynaştığı yerlerdir. Bu yönden sosyal buluşma noktalarıdır.”
“Boğaziçi’nin Güzellikleri Adlı Seyahatnamesinde En Çok Üsküdar’a Yer Vermiştir”
Yeditepe Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Ayşen Müderrisoğlu “İngiliz Seyyah ‘Julia Pardoe’nun ‘Boğaziçi’nin Güzellikleri’ Eserindeki Üsküdar Semti” başlıklı konuşmasında: “Julia Pardoe aslında tanınan bir seyyahtır. Özellikle ‘Sultanlar Şehri İstanbul’ seyahatnamesi ile bilinir. Ben Pardoe’nun bilinmeyen bir eseri üzerinden araştırmamı yapmaya çalıştım. Bu eserin adı: Boğaziçi’nin Güzellikleri’dir. Eser Türkçeye tercüme edilmemiş. Boğaziçi’nden önemli bilgilere yer verilmiştir. Esere geçmeden önce şu konuya değinmek istiyorum: Biliyorsunuz ki Batı’dan birçok seyyah gelmiştir. Bu seyyahlar oryantalist bakış açısı ile ele alınıp ön yargılar bulundurur. 19. yüzyıla doğru birtakım kırılmalar gözlemliyoruz. Pardoe da bunlardan birisi. Pardoe eserlerinde ön yargıları yıkmayı kendine gaye ediniyor. Seyahatnamesinde, yanlışları düzeltmeye çalışacağını söylüyor” ifadelerini kullanarak Pardoe’nun hayatından ve eserlerinden söz etti.
Dr. Öğretim Üyesi Müderrisoğlu konuşmasına şu ifadelerle devam etti: “İngiliz Edebiyatı’nda büyük yere sahip olan Pardoe, 9 aylığına İstanbul’a geldiğinde bu süre zarfında saraylardan paşa konaklarına, üst düzey askeri elitlerden Müslümanlara Gayrimüslimlere kadar her sınıftan insanı bizzat hareminde gözlemleme fırsatı bulmuştur. Bu sayede de birinci el bilgileri elde etmiştir. Diğer seyyahlara nazaran kendisini çok şanslı bulur. Kendinden önceki seyyahların hatalarını düzeltmek için çabalamıştır. Avrupa’da Osmanlı ile ilgili bulunan oryantalist yaklaşımları değiştirmeyi kendisine vazife edinmiştir. ‘Boğaziçi’nin Güzellikleri’ adlı seyahatnamesinde en fazla Üsküdar’a yer vermiştir. Üsküdar’dan etkilendiğini söyler. Eserde, şehrin alışkanlıkları, özellikleri yer alıyor. Betimlemeleri sayesinde okuyucu da İstanbul’u görme hissi veriyor. İstanbul’u ayrı ayrı başlıklar halinde inceleyen seyyah, hepsi için şiirlere yer vermiştir” diyerek konuşmasını bitirdi.
Sempozyum, soru cevap bölümünün ardından sonlandırıldı.
İÜ Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü
Öne Çıkan Haberler
İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak ve Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan Kahvaltıda Bir Araya Geldi
İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak Munzur Üniversitesi’nde Konferans Verdi
Prof. Dr. Halil Toker’e Faisalabad Üniversitesi Tarafından “Onur Ödülü” Takdim Edildi
İÜ İletişim Fakültesi Türk Sineması Günleri’ne Türkan Şoray Konuk Oldu
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi İSTKA Projesi “İnovasyon Lideri İstanbul” ile 3. Ar-ge İnovasyon Zirvesi ve Sergisi’ndeydi
Bangladeş Dhaka Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Md. Akhtaruzzaman İstanbul Üniversitesi’ni Ziyaret Etti