İstanbul Tıp Fakültemizden COVID-19’a Karşı Özverili Mücadele
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi, COVID-19 pandemisi sürecinde en ön safta mücadele eden sağlık çalışanları ile önemli çalışmalar gerçekleştiriyor, hastaların tedavisini büyük bir özveriyle sürdürüyor. Türkiye’nin en önemli üniversite hastanelerinin başında gelen İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi; doktorundan hemşiresine, hasta bakıcısından lojistik destek sağlayan memuruna kadar her alandan çalışanı ile büyük bir ekip çalışması ortaya koyuyor. İstanbul Tıp Fakültesi’nde hem hastalara hem de sağlık çalışanlarına faydalı yenilikçi projeler de geliştirilerek toplum sağlığına çok yönlü katkı sağlanıyor. Hazırlıklarını henüz Türkiye’deki ilk COVID-19 vakası tespit edilmeden başlatan ve Sağlık Bakanlığı’nın tanı merkezi olarak belirlediği 18 merkez arasında yer alan İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi’ne şu ana kadar 2 bin 300 dolayında hasta başvurdu. Bunların 670’i yatırıldı, yaklaşık 250’si ayaktan takip programına alındı. Yatırılan hastaların 30’u halen yoğun bakım ünitesinde bulunurken, 400’den fazlası ise taburcu edildi. İstanbul Tıp Fakültesi’ndeki çalışmaları İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve İstanbul Tıp Fakültesi Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Oral Öncül tüm detaylarıyla aktardı.
COVID-19 pandemisi için İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi’nde nasıl bir alt yapı çalışması gerçekleştirildi? Koronavirüs sürecinin en başından ve sonrasında ilan edilen pandemiden itibaren nasıl bir yol izlendi?
Hastanemizdeki COVID-19 pandemi hazırlıklarımız, ülkemizdeki ilk olgunun görüldüğü 11 Mart 2020 tarihinden önce başladı. İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü, İstanbul Tıp Fakültesi Dekanlığı ve Hastane Baştabipliği arasında koordineli çalışmalarla gerekli planlamalar yapıldı. Bununla ilgili gerekli olabilecek her türlü sarf ve demirbaş malzemelerin öngörülen ihtiyaçları önceden belirlenerek bütçemiz doğrultusunda tedarik işlemleri yapıldı. Hastanemizde hastaların ilk başvurusundan itibaren karşılanmaları, sorgulanmaları, örnek alımı, muayene, triyaj ve yatış işlemleri için gerekli düzenlemeler yapıldı. Bu plan doğrultusunda şu çalışmalar gerçekleştirildi:
1. Hastaların ilk karşılandığı triyaj bölgesi, COVID Hasta Alanı (Monoblok girişi ve Algoloji Binası girişi) ve COVID Hasta Servisleri olmak üzere üç ayrı alanda hasta hizmetinin yürütülmesi için düzenlemeler yapıldı. Hastaların karşılandığı Triyaj Alanı normal hastaların ilk başvurduğu İlk Yardım Servisinin dışında ayrı bir alanda oluşturuldu. COVID Hasta Alanı, Monoblok binasının giriş kısmında yetişkin hastalar için, Algoloji Servisi girişinde de çocuk hastalar için yataklı ve korunaklı bölümler oluşturularak sağlandı. Bu durum infeksiyon kontrolü açısından hasta ve personel güvenliğini sağladığı gibi, COVID-19 hastalarının daha hızlı hizmet almalarını ve tedavi programına geçilmesini kolaylaştırdı. Hastanemizin Monoblok olarak adlandırılan binası, salgın öncesinde tamamen COVID-19 Servisleri olarak düzenlendi.
2. Öğretim üyeleri, uzmanlık öğrencisi doktorlar, hemşireler ve sağlık personelinin her üç alanda da vardiyalı çalışma ve nöbet planlamaları yapıldı.
3. Her gün İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji, Göğüs Hastalıkları ve İç Hastalıkları Anabilim Dallarından birer öğretim üyesinin katılımıyla katlarda yatan her hastaya ayrıntılı vizit programları gerçekleştirildi. Her katta bu üç branşın uzmanlık öğrencilerinin sorumluluğunda diğer tüm branşlara ait doktor, hemşire ve sağlık personelleri de görev aldı. Bu şekilde gerçekleştirilen multidisipliner çalışma ortamı, hastalarda hızlı tanı, takip ve tedavi imkânı sağlamış oldu.
4. Salgın esnasında daha fazla ihtiyaç duyulan temizlik ve güvenlik personellerinin sağlanması için İstanbul Valiliği ile görüşüldü ve buradan 84 personel takviyesi sağlandı.
5. Hastane ortamında çalışan ve COVID-19 riskiyle karşılaşan personellerden ailesinde bulunan duyarlı kişileri korumak amacıyla evlerine gitmek istemeyen sağlık çalışanlarımız için Safiye Ali Öğrenci Yurdu tahsis edildi. Hastanemizde görev alan doktor, hemşire ve diğer sağlık personelleri arasında talep edenler için bu yurtta, ücretsiz konaklama, üç öğün sıcak yemek, sürekli kahve, çay servisi ve çamaşır hizmetleri verilmeye başlandı. Ek talep doğrultusunda Türkiye Yol İş Sendikası Konukevi ve İlim Yayma Cemiyeti Hacı Muharrem Yükseköğrenim Yurdu da İstanbul Valiliği ile görüşülerek sağlık çalışanlarımızın kullanımı için tahsis edildi. Bu yurtlarımızın dışında Sultanahmet’te bulunan Zeynep Sultan Oteli’nde de sağlık personelimiz için yer tahsisi yapıldı. Tüm bu yurt ve otelde toplam 120’ye yakın doktor, hemşire ve diğer sağlık çalışanlarımız için yemek, konaklama ve çamaşır hizmetleri sağlandı.
6. Salgın süresince Sağlık Bakanlığı’mızın destekleriyle sarf malzemeler konusunda herhangi bir sıkıntı yaşanmadı. Maske, koruyucu önlük, antiseptik ve dezenfektan maddelerin desteklenmesi ve alanda kullanılması konusunda lojistik destek sağlayan birimlerimiz ile alanda çalışan ekip arasında uyumlu bir çalışma ortamı sağlandı. Başhekimliğimiz ve ona bağlı ekip bu konuda planlama ve koordinasyonu başarıyla yürütmekteler. Sağlık Bakanlığı’mızın yanı sıra, Millî Eğitim Bakanlığı’mıza bağlı Teknik Lise ve Okullarda yapılan koruyucu önlük ve maskeler de kurumumuza kazandırıldı.
7. Sağlık Bakanlığı’mızın tanı merkezi olarak belirlediği 18 merkez arasına İstanbul Tıp Fakültesi de dahil oldu. Bu sayede hastanemize başvuran hastaların örnekleri bir başka merkeze göndermeyi gerektirmeden kendi kurumumuzda çalışılmaya başlandı. Halihazırda hastanemizde günlük 300-400 dolayında test yapılmakta. Bu da diğer merkezlerle birlikte hastalığın tanı ve tedavi sürecini son derece olumlu etkiledi. Tanı alan hastaların erken tedavi ve izolasyonları sağlanarak salgın kontrolü için önemli avantajlar elde edildi.
8. İstanbul Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından oluşturulan bir ekip ile ayaktan takip ve tedavi edilen hastalar ile evlerine taburcu edilen hastaların uzaktan erişimle takipleri başlatıldı. Günlük aramalar çerçevesinde hasta takipleri halen başarıyla yürütülmektedir.
9. Yine Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanlığımız tarafından oluşturulan Sağlık Çalışanları Polikliniği’nde uzaktan erişimle COVID-19 şüpheli sağlık çalışanlarının destek alabilecekleri bir telefon hattı ve yönlendirme birimi kuruldu. Bu sayede sağlık çalışanlarının hızlı destek almaları ve takip programı oluşturuldu.
10. Salgın süresince yapılan bağışların takip ve programlanması konusunda bir Baştabip Yardımcısı görevlendirildi. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Vakfı hesabına yönlendirilen bağışlar, ihtiyaç dahilinde hastalar için sarf malzeme ve demirbaş malzeme temini için kullanılmaya başlandı.
İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi’nde çalışan hekimler ve sağlık çalışanları hakkında bilgi verir misiniz? Nasıl bir ekip, nasıl bir program dahilinde görev yapıyor? Sağlık çalışanlarımız kendilerini nasıl koruyor?
İstanbul Tıp Fakültesi’nde COVID-19 alanında çalışan tüm sağlık çalışanları şu anda üstün bir sorumluluk ve hizmet anlayışı içerisinde görevlerini yürütmektedirler. Alanda görev yapan tüm sağlık çalışanları, içinde bulunduğu zor şartlara aldırmadan daha önce hiç olmadığı şekilde, farklı disiplinlere ait uzmanlık alanlarındaki sağlık çalışanları ile bir araya gelmiş, bir ekip ruhu içeresinde çalışmaya başlamıştır. Ortak amaç doğrultusunda ve zor şartlarda ortaya çıkan bu birliktelik, hem sağlık çalışanlarına bir ekip olma fırsatını sağlamış, hem de yardımlaşma ve paylaşımı artırmıştır. Bunun yanı sıra, salgın dışında başka sağlık sorunları yaşayan halkımızın her türlü ihtiyacını karşılayacak şekilde acil ve cerrahi hizmetler de devam etmektedir. Acil kardiyoloji, onkolojik cerrahi ve diğer acil müdahale gerektiren durumlar ilgili branş hekimlerinin üstün çalışma disiplini ve sorumluluk bilinci ile başarıyla sürdürülmektedir.
Bunun dışında alanda çalışan sağlık personelinin her türlü ihtiyacı başta İstanbul Üniversitesi Rektörlüğümüz olmak üzere, İstanbul Tıp Fakültesi Dekanlığı ve Başhekimliği tarafından yakından takip edilerek her türlü destek sağlandı.
Daha önce de söz ettiğim gibi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji, Göğüs Hastalıkları, İç Hastalıkları ve Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dallarının koordinasyonunda tüm uzmanlık alanlarının katılımıyla hekimler COVID hastalarının tanı ve tedavilerinde aktif olarak görev almaktalar. Multidisipliner hasta vizitleri, nöbet paylaşımları ve ekip ruhuyla çalışma, salgınla mücadelede şu ana kadar başarılı sonuçları da beraberinde getirmiş durumda.
Sağlık çalışanları hastane ortamında kendilerini korumak konusunda son derece bilgili ve dikkatliler. Göreve gelen sağlık çalışanı öncelikle hastanenin temiz alanında kendileri için ayrılan giyinme bölümüne giderek ana depoda yer alan bone, maske, koruyucu önlük, tulum ve koruyucu gözlük gibi tüm malzemeleri alıyorlar. Kendilerini en iyi şekilde koruyucu donanımlara sahip olduktan sonra hizmet alanlarına gidiyorlar. Malzeme yönünden her türlü desteğin sağlanmış olması ve gelen sağlık personeline bu desteğin sunulması oldukça önemli. Bu sayede şu ana kadar kurumumuzda üç doktor, üç hemşire ve üç diğer sağlık personelinden olmak üzere toplam dokuz personelimizde COVID-19 infeksiyonu gelişmiş durumda. Bu da böylesine yoğun personeli bulunan bir kurum için oldukça makul değer oluşturuyor.
İstanbul Tıp Fakültesi’nde oluşturulan Pandemi Servisi hakkında bilgi alabilir miyiz? Pandemi Servisi nasıl bir kapasiteyle hizmet veriyor?
İstanbul Tıp Fakültesi’nde oluşturulan Pandemi Servisi Monoblok binasında tüm katlarda hizmet vermeye başladı. Her katta sorumlu uzman hekim ve asistanların yanı sıra gerekli sayıda hemşire ve hasta bakıcılar büyük bir özveriyle çalışmalarını sürdürmektedir. Salgının başlamasından kısa süre sonra tam kapasiteyle çalışmaya başlayan Pandemi Servislerinde, uygulanan başarılı tedavi ile ilerleyen haftalarda taburcu edilen hastaların sayısı giderek artmaya başladı. Bu da alanda görev yapan sağlık çalışanları için büyük moral oluşturmaya ve güven duygusunun artmasına olanak sağladı. Aynı zamanda Pandemi Servisi için yeni bölümler açmayı gerektirmeksizin, başarıyla salgın yönetimi sağlanmış oldu.
Servislerde uygulanan başarılı tedavinin önemli etkilerinden biri de yoğun bakım süreci gereken hastaların sayısının aşırı artmaması idi. Bu durum, yoğun bakım ünitelerinin sayıca yetersiz kalmasını önlediği gibi, yoğun bakım personelinin verimli çalışma sürecine de katkı sağlamış oldu
Vakalar nasıl belirleniyor? Tanı koyulmasının ardından nasıl bir süreç gelişiyor?
COVID-19 şüpheli vakalar ilk geldiklerinde önce karşılama ekibi tarafından sorgulanıyorlar. Şüpheli temas, semptom ve bulguları yönünden COVID olduğu düşünülen hastalar, Triyaj Merkezine yönlendiriliyor. Burada anamnez, fizik muayene, laboratuvar ve radyolojik incelemeler ile daha sonra tanı için örnek alımı gibi işlemlerden geçiriliyor. Elde edilen veriler doğrultusunda değerlendirilen hastalara, servise yatışı ya da ayaktan izlemi konusunda karar veriliyor ve tedavi planlaması yapılıyor. Servislere yatırılan hastaların takipleri, hemşireler tarafından günlük olarak sık aralıklarla yapılıyor. Her gün alınan kan analizleri ile hastalar yakından izleniyor, günlük tedavi yanıtları değerlendiriliyor ve gereken durumlarda tedavi değişikliği ile müdahale işlemleri gerçekleştiriliyor. Yapılan günlük vizitlerde hastaların durumları farklı branş öğretim üyeleri tarafından ayrıntılı olarak değerlendirilip tedavi programı tekrar gözden geçiriliyor. Bu uygulamalar kısa sürede hastaların tedavi yanıtlarının olumlu sonuç vermesini sağlıyor. Hastalarda tedavi yanıtlarının elde edildiğine klinik bulgularda, laboratuvar bulgularda düzelme ile karar veriliyor. Daha sonra hastalar haliyle taburcu edilerek, takipleri ve kontrolleri ev ortamında sürdürülüyor.
İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi’ndeki toplam vaka sayısı ve bu vakaların durumları hakkında bilgi alabilir miyiz?
Hastanemize şu ana kadar 2 bin 300 dolayında hasta başvurmuş, bunların 670’i yatırılmış, yaklaşık 250’si ayaktan takip programına alınmıştır. Yatırılan hastaların şu ana kadar 400’den fazlası taburcu edilmiştir. Yatan hastalarımızın 30’u halen yoğun bakım ünitesinde bulunmaktadır. Son hafta uygulanan başarılı tedavi sonucunda artık entübe hastalarımız önce cihaz desteğinden kurtulmakta, servislere ve evlerine taburcu edilmektedir. Mortalite oranlarımız Türkiye ortalamasının altında seyretmektedir. Başarılı tedaviler, yoğun bakım ünitesinde olduğu gibi servislerde de sürdürülmektedir. Şu ana kadar servislerde yatırılarak tedavi edilen üç adet 90 yaş üstü hastamız taburcu edilmiştir.
İstanbul Tıp Fakültesi’nde pandemi sürecinde hem hastalara hem de sağlık çalışanlarına fayda sağlayacak üretimler ve projeler de geliştiriliyor. Bu çalışmalar hakkında neler söylersiniz?
Hastanemizde pandemi süresince hem hastalara hem de sağlık çalışanlarına faydalı model olacak ürün tasarımı ile tanı ve tedavide yenilik içeren projeler geliştirilmektedir. İyileşen hastalarımızın konvelesan serumlarından Bilim Kurulu Üyesi ve Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevgi Beşışık ve ekibi tarafından hazırlanan plazma içeriğindeki Immünglobulin G’ler vasıtasıyla hastalara tedavi desteği sunulmaya başlanmıştır. Bunun dışında hastaların tedavisinde klinik kötüleşmeyi önlemek üzere denenen Tosuzulimab ve Anakinra gibi ilaçların başarıyla kullanımı gerçekleştirilmiş, Anakinra için TUSEB’e elde edilen deneyimler doğrultusunda klinik çalışma proje başvurusu gerçekleştirilmiştir. COVID-19 hastalarının tedavisinde kullanılabileceği düşünülen birçok ilaç, biyolojik materyal, tanı kiti ve koruyucu tıbbi malzeme konularında çalışma yapan akademisyenler de bu dönemde TUSEB, TÜBİTAK, İSTKA ve BAP kaynaklı proje çağrılarına projeler sunmaya başlamıştır. Bunların dışında İstanbul Tıp Fakültesi TETLab Ofisi tarafından COVID hastalarına ilaç ve yiyecek taşıyan robot tasarımı gerçekleştirilmiştir. TETLab aynı zamanda sağlık çalışanlarına koruyucu gözlüklü siper yapımı gibi malzeme tasarım çalışmalarını da sürdürmektedir. Hastanemiz COVID ile mücadele kapsamında Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı Teknik Okullarda üretilen koruyucu önlük ve maskelerin kullanımını sağlayarak, öz kaynaklarımızın doğru ve yerinde kullanılması konusunda da ekonomimize katkı sağlamaktadır.
Bunun dışında Eczacılık Fakültesi Dekanlığı tarafından hastanemizin ve İstanbul Üniversitesi’nin ihtiyaç duyduğu el antiseptiklerinin ve yüzey dezenfektanlarının üretimi başlatılmıştır. Öz kaynakların bu şekilde verimli kullanılması, ihtiyaç duyulan alanlarda büyük bir destek sağlamıştır.
Bir üniversite hastanesi olan İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi’nde, şu dönemde öğrencilerin eğitimi nasıl yapılıyor? Pandemi Servisi’nde öğrenciler de uygulama gerçekleştiriyor mu?
İstanbul Tıp Fakültesi öğrencilerinin, salgının başladığı ilk günlerde YÖK Başkanlığı’mızın ve Bakanlar Kurulu’muzun aldığı karar çerçevesinde eğitimine ara verilmiş, daha sonra da eğitim faaliyetlerini uzaktan erişimle sağlamak üzere gereken alt yapı çalışmaları hızla tamamlanarak belirlenen program çerçevesinde öğrencilerin düzenli eğitimlerine başlanmıştır. Uzaktan ve çevrimiçi eğitim modelleri öğrencilerimizin hiçbir hak kaybına uğramaksızın aksaksız bir şekilde, program çerçevesinde sürdürülmektedir. İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi (AUZEF) Dekanlığı’nın öncülüğünde ve desteği ile sağlanan alt yapı sonucu tüm üniversitemizde olduğu gibi İstanbul Tıp Fakültesi’nde de uzaktan eğitim süreci zamanında ve en başarılı şekilde uygulanmaya başlanmıştır. İstanbul Tıp Fakültesi öğrencilerine pandemi alanında herhangi bir görev verilmemiştir.
Pandemi süresince şu ana kadar kurumumuzda yürütülen başarılı bir ekip çalışması dikkat çekmektedir. Bu çalışmada İstanbul Üniversitesi Rektörümüz Sayın Prof. Dr. Mahmut Ak başta olmak üzere, tüm Rektörlük çalışanlarının, İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı ve Başhekiminin, alanda büyük özveriyle çalışan doktorundan hemşiresine, hasta bakıcısından lojistik destek sağlayan memuruna kadar her kademeden çalışanın büyük emeği ve desteği bulunmaktadır. Bugün itibarıyla hastanemizde taburcu edilen hasta sayısı, yeni yatan hasta sayısının önünde seyretmektedir. Aynı zamanda başarılı tedavi süreci sayesinde, hastalarımız yoğun bakım ünitesinden de sağlığına kavuşarak taburcu edilebilmektedir.
Her türlü özveri içerisinde ve büyük risk altında çalışarak bu büyük başarıya imza atan ve salgın mücadelesini şu ana kadar başarıyla yöneten sağlık çalışanları ve onları en iyi şekilde destekleyen İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü ve İstanbul Tıp Fakültesi Yönetimi kuşkusuz bu başarıdaki en önemli hak sahipleridir. Ancak salgının ilk gününden bu yana tüm zamanını hasta tedavisi için ayıran, planlama ve koordinasyonu düzenleyen, tedavi rehberlerini oluşturan, asistan nöbetlerinden malzeme teminine kadar her türlü ayrıntıyla uğraşan, başta İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji ABD, Göğüs Hastalıkları ABD, Anesteziyoloji ve Reanimasyon ABD ve Acil Dahiliye ABD öğretim üyelerine ayrıca dikkat çekmemiz gerekiyor. Zira onlar şu ana kadar, bu zorlu mücadelenin en ön saflarında gece gündüz yer alan gerçek kahramanlar. Onlara da ayrıca değinmek ve emeği geçen en üst kademeden en alt kademeye kadar bütün sağlık çalışanlarımıza ayrı ayrı teşekkür etmemiz gerekiyor.
Haber: Tuğçe AYÇİN
Fotoğraf: Başar UZUN
İÜ Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü
Öne Çıkan Haberler
Doğaya Meydan Okuyan Bir Çobanın Hikâyesi: Tren Ali
Pandemi Servisimiz İçin Üretilen Robot Sağlık Çalışanlarımızı Koruyacak
Örgün Öğretimin Uzaktan Eğitim Yöntemiyle Sunulmasına İlişkin Hazırlıklar Devam Ediyor…
OMAR'dan Çanakkale Zaferi İçin İki Farklı Çanakkale Türküsü Kaydı
Üniversitemizden Koronavirüse Karşı Önemli Tedbirler
Türk Kahvesi, Güney Kore’de İlgi Odağı Oldu