Gönüllülük Okulu Açılış Töreni Gerçekleştirildi

İstanbul Üniversitesi ile Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında imzalanan gönüllülük iş birliği protokolü çerçevesinde 28 Şubat-17 Mayıs 2019 tarihleri arasında düzenlenecek olan “Gönüllülük Okulu” isimli programın açılış töreni, 18 Şubat 2019 tarihinde İÜ Rektörlük Binası Doktora Salonu’nda gerçekleştirildi.

Törenin açılış konuşmaları İÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Halis Yunus Ersöz, İÜ Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Coşkun, Gençlik ve Spor Bakanlığı Müşavirleri Ali Güneş ve Metin Ayvazoğlu tarafından yapıldı.

“Ülkemizin En Önemli Sorunlarına Çözüm Bulmak İçin Gönüllü Oldunuz”

İstanbul Üniversitesi’nin sayısız akademik etkinliğe ev sahipliği yaptığını belirten İÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Halis Yunus Ersöz, “Bugün burada yapılan toplantı daha önce yapılan programlardan daha kıymetlidir. Sizleri bu etkinliğe katıldığınız için tekrar kutluyorum. Hepiniz ülkemizin en önemli sorunlarına çözüm bulmak için gönüllü oldunuz. İnsanların en hayırlısı insanlığa hizmet edendir düsturunu temel edindiniz ve bu çalışmaya katkı vermeyi amaçlıyorsunuz. Üniversitemiz adına, öğrencilerimiz adına, Türkiye adına çok gururlandım. Aynı zamanda umutlandığımı da ifade etmek istiyorum. Çünkü bu ülkenin gençleri, bu ülkenin eğitimli üniversite gençleri, ülkesinin sorunlarına sahip çıkmak noktasında bir adım bile geri durmamaktadır. Başvuru sayısının 2 bin 700’e çıktığını duyduğumda daha da gururlandım ve umutlandım. Gerçekten de İstanbul Üniversitesi’nde bu kadar öğrencinin; bir sokaktaki taşı kaldırmak, bir dezavantajlıya yardımcı olmak, bir kimsesizin başını okşamak için harekete geçmek istiyor olması ve bu potansiyeli kendinde görüyor olması beni son derece mutlu etti” dedi.

“Gençlerin Toplumun Temel Sorunlarına Sahip Çıkmasını Amaçlıyoruz”

Projenin başlangıç serüveninden söz eden İÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Halis Yunus Ersöz, “Bu proje başlayalı bir yıl oldu. Gençlik ve Spor Bakanlığı ile bir protokol imzalayarak üniversitemizdeki sosyal sorumluluk projelerini birlikte organize etmek istedik. Bununla yapmak istediğimiz üniversitemizdeki tüm gençlerin hem bilimsel, hem mesleki, hem de ruhi gelişimlerine katkı sağlamak, onların gönüllülük algılarının güçlendirilmesine yardımcı olmaktır. Aynı zamanda bu gençlerin, toplumun temel sorunlarına sahip çıkmasını amaçlıyoruz. Bu açıdan da oldukça kıymetli olduğunu düşünüyorum. Bu projeyi öğrencilerimiz için, bir miktar staj bir miktar da gönüllülük olarak görmekteyim. Hem kendi becerilerinizi ve potansiyelinizi toplumun yararı için kullanmış olacaksınız hem de toplumun sorunlarına çözüm bulmuş olacaksınız. Yaptığınız iş son derece hayırlı bir iştir. Sorunlarla boğuşan insanların, o sorunları aşması için katkıda bulunmuş olacaksınız. Bu hareketle, paylaşmanın ve gönüllü hareketin toplumsallaşmasına yardımcı olacaksınız. Bu açıdan yaptığımız bu toplantı önemli bir kilometre taşıdır” şeklinde konuştu.

“Modern Toplumla İlişki Kurmaları Yeni Yaşama Biçimlerini Oluşurmuştur”

Gönüllülüğün sosyolojik boyutundan söz eden İÜ Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Coşkun konuşmasında, “Toplumsal sorunla ilişki kurulmasının kökleri Avrupa geleneğinde hayli eskidir. Özellikle Ortaçağ şartları içerisinde Avrupa toplumunun kendine yeterliliği ve zorluluklarıyla baş ederken kilisenin yoksul kesimlere hizmet götürebilmesi toplumun ayakta kalmasına ilişkin yürüttüğü mekanizmalara kadar gider. Modern endüstri toplumuyla birlikte özellikle geleneksel toplumsal dayanışma bağlamının çözülmesi, yeniden yapılanması yaşam biçimlerini olağanüstü bir şekilde dönüştürmüştür. Bunun beraberinde bu geniş kitlelerin şehirle, modern toplumla ilişki kurmaları yeni yaşama biçimlerini oluşurmuştur” ifadelerine yer verdi.

“Gönüllülük Gençken Bir Kültür Haline Gelirse Yaşlılıkta Anlamlı Olabilir”

Gençlik ve Spor Bakanlığı Müşaviri Ali Güneş, “Bakanlık olarak gönüllülük ile ilgili çalışmaların çok önemli olduğunu düşünerek bir faaliyet başlatalım dedik. Gönüllülük ile ilgili Türkiye’nin önemli sorunları var çünkü bütün sivil toplum kuruluşlarının araştırmalarında gönüllülüğün önündeki engel olarak iki şeyden bahsediliyor: Sorumlu bir kurumun olmaması ve bunun önündeki mevzuat eksikliği. Aynı zamanda biz de bunları esas alarak dedik ki; Gençlik Spor Bakanlığı olarak gönüllülük gençken bir kültür haline gelirse yaşlılıkta da anlamlı olabilir. O zaman Gençlik Spor Bakanlığı olarak muhattap kurum olarak gönüllülüğü biz işleyelim, bu taşın altına elimizi biz koyalım dedik. Mevzuat çalışmalarını da başlatalım dedik. Bunları yaparken şunu fark ettim. Mesela ben de gönüllülük üzerine biraz okuyayım dediğimde ‘gönül’ kavramı çıktı karşıma. Gönül kavramının batı literatürde olmayan bir kavram olduğunu öğrendim. Kutadgu Bilig’te edep ve erdem anlamına geldiğini öğrendim. O zaman gönüllülük çalışmalarına da erdemlilik çalışmaları denebilir diye düşündüm” dedi.

“Samimiyetiniz Yerinde Olursa Dokunduğunuz Her Bir Gönül Sizin İçin Çarpacaktır”

Gönüllü olmak hakkında konuşma yapan Gençlik ve Spor Bakanlığı Müşaviri Metin Ayvazoğlu, “Bu çalışma 1 yıl önce yaptığımız bir protokol ile gerçekleşti. Tabi sonrasında bir hafıza oluşturdu ve hafıza sonrasında da böyle meyveler vermeye başladı. Bu meyvelerde var olduğunuz için ben hepinize teşekkür ediyorum. Biz çalışmalarımızı genelde sahada yapıyoruz. Yapacağınız 3 tema bizim sahada yaptığımız 92 temanın 4’üne tekabül ediyor. Bu temaların asıl önemli olan noktası samimi olmanızdır. Yapacağınız çalışmalarda eğer samimiyetiniz yerinde olursa dokunduğunuz her bir gönül sizin için çarpacaktır. Bu nedenle samimiyetinizi elden bırakmadan gönlünüzün güzelliğini herkese dokundurmaya çalışın. İnanın ki hastanelerdeki hasta yakınları size hastalardan daha çok ihtiyaç duyuyor. Elinizdeki küçücük bir hediyeyi ona verdiğinizde kendisinin yalnız olmadığını ve onunla beraber dertleşen bir arkadaşı olduğunu hissedebiliyor. Mesela huzurevine gittiğimizde huzurevinde yaşayan insanların bir hafıza olduğunu asla unutmamamız gerekiyor. Onlar bizim hafızamız. Onlara samimi bir şekilde dokunduğunuzda o hafızayı size aktarmaktan hiç çekinmezler. Biz elimizdeki imkanları en iyi şekilde nasıl ortaya koyup nasıl en iyi sonucu ortaya çıkabiliriz onu yapmanın peşindeyiz. Sizler insanlığın ihtiyacı olan merhameti dağıtacak potansiyeldesiniz. Bizler sizlere inanıyoruz” şeklinde konuştu.

Törende, İstanbul Üniversitesi Damla Topluluğu adına Nalan Çal ve Erol Öztemur da konuşma yaptı.

“Hepimiz Yapbozun Parçalarıyız”

Proje hakkında bilgilendirme yapan İstanbul Üniversitesi gönüllü öğrencilerinden Nalan Çal, “Proje kapsamında dört temamız bulunuyor: huzurevi, okul, spor ve sağlık. Huzurevi temasında İzzet Baysal Huzurevi’nde dört etkinliğimiz olacak. Yaşlılarımıza aile ortamına bir parça da olsa yaşatmayı hedefliyoruz. Spor temasında ise Oruç Gazi Ortaokulu’nda çalışmalarımız sürecek. Bir sınıfımızı belirleyerek kültürel oyunlarımızı, savunma sporlarını sizlerin anlatımıyla çocuklara aktarmaya çalışacağız. Amacımız yaparak, yaşayarak öğrenmek. Sağlık temasında ise Haseki Hastanesi’ne giderek Çocuk Servisi’ni ziyaret edeceğiz. Hepimiz yapbozun parçalarıyız. Dolayısıyla birlikte olduğumuz sürece mutlu olmamız mümkün. Son temamız ise okul. Belirlediğimiz okul ise Hattat Rakım Ortaokulu. Burada özellikle mesleki tanıtım atölyesine önem gösterdik. Bundan dolayı gönüllü arkadaşlarımızı seçerken farklı meslek gruplarından arkadaşlarımız olmasına özen gösterdik. Projemizin sonunda ise belge takdimimiz olacak” dedi.

“Yüzünüzdeki Tebessümü Karşınızdakine İkram Ederseniz Kusursuz Bir Yol Bulursunuz”

İstanbul Üniversitesi Damla Projesi gönüllü yürütücülerinden Erol Öztemur konuşmasında, “Siz kendi hikayenizi yazmaya başladığınız anda başkalarının size koyduğu sınırlılıkları aşmalısınız. Kendi sınırsızlığınızı oluşturmanız gerekiyor. Gideceğiniz yerlerde öyle hikayeler yazacaksınız ki, o hikayeler sizin hikayeniz olacak. Bizim farklı illerden gönüllü arkadaşlarımız var. Bazı insanların belki ilk belki de son anlarına şahit olacaksınız. İnsanların eli birbirine değmiyor olabilir, insanların sözleri kulaklarına gitmiyor olabilir ama yüzünüzdeki tebessümü karşınızdakine ikram ederseniz kusursuz bir yol bulursunuz ve bulduğunuz o yolda da ne aktarmak istiyorsanız aktarırsınız” ifadelerine yer verdi.

Tören toplu hatıra fotoğrafı çekiminin ardından sona erdi.

Haber: Eda FİDAN
İÜ Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü



Öne Çıkan Haberler

İstanbul-Üniversitesi’nin-CERN-CMS-Deneyine-Tam-Üyeliği-Konusundaki-Bilgilendirme-Toplantısı-Gerçekleştirildi

İstanbul Üniversitesi’nin CERN-CMS Deneyine Tam Üyeliği Konusundaki Bilgilendirme Toplantısı Gerçekleştirildi

“Çağdaş-Halk-Ozanı-Barış-Manço-Sempozyumu”-İstanbul-Üniversitesi’nde-Gerçekleştirildi

“Çağdaş Halk Ozanı Barış Manço Sempozyumu” İstanbul Üniversitesi’nde Gerçekleştirildi

Doç.-Dr.-Bilen-Işıktaş:-“Yenilikçi-ve-Dahi-Bir-Sanatçı -Şerif-Muhiddin-Targan”

Doç. Dr. Bilen Işıktaş: “Yenilikçi ve Dahi Bir Sanatçı, Şerif Muhiddin Targan”

İstanbul-Üniversitesi’ne-TÜBİTAK-2244-Sanayi-Doktora-Programı-Desteği

İstanbul Üniversitesi’ne TÜBİTAK 2244 Sanayi Doktora Programı Desteği

İstanbul-Üniversitesi-2018-Yılında-Basında-En-Çok-Yer-Alan-Üniversite-Oldu

İstanbul Üniversitesi 2018’de Medyada En Çok Haberi Yapılan Üniversite Oldu

İstanbul Üniversitesi’nde TÜBİTAK İş Birliği ile MSCA Bilgi Günü Düzenlendi