Cumhuriyet’in 96. Yıl Dönümü Milli Ruh Bilinciyle Kutlandı

96. Yıl Dönümünde Cumhuriyet’in İlanı ve Milli Ruh Programı, 31 Ekim’de İstanbul Üniversitesi Rektörlük Binası Mavi Salon’da gerçekleştirildi.


İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Budak, Öğrenci Konseyi Başkanı Emir Alp Turgut ve Siyasal Bilgiler Öğrencisi Kürşat Mücahit Topçugil’in konuşma yaptığı Program’a İÜ Rektör Yardımcıları, İÜ Genel Sekreteri ve Genel Sekreter Yardımcıları da katılım gösterdi.

“Cumhuriyet Türk Milletinin Bağımsızlık Uğruna Verdiği Kutlu Mücadeledir”

96. yıl dönümünde Cumhuriyet’in İlanı ve Milli Ruh Programı’nda konuşma yapan İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, Cumhuriyet’in 96. yıl dönümünde milli birlik ve beraberlik içerisinde olmaktan duyduğu gururu dile getirerek herkesin Cumhuriyet Bayramını kutladığını ifade etti.
İÜ Rektörü Prof. Dr. Ak sözlerine şöyle devam etti: “Cumhuriyet bayramımızın en temel özelliği Türk milletinin bağımsızlık uğruna verdiği mücadeleyi göstermesidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin 96. yılı vesilesiyle bir araya geldiğimiz bu günde Cumhuriyetimizin bir günde kurulmadığını da yeniden belirtmek isterim. Kökleri derinlerde olan ve bu özelliğinden dolayı kurulduğu günden itibaren pek çok saldırıya uğramış olan ülkemiz bu saldırılardan çok daha güçlenerek çıkmayı başarmıştır. Bunun en güzel örneği hepimizin bildiği gibi İstiklal Harbi’dir. Dönem itibariyle ülkemizin yok olacağı düşüncesi pek çok ülkede mevcut olsa da Türk milleti verdiği büyük mücadele sonucunda yeni bir devlet olarak ortaya çıkmıştır. Bilindiği üzere, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, tüm imkânsızlıklara rağmen, büyük bir inanç ve kararlılıkla yürüttüğü Kurtuluş Savaşı, tarihte eşine az rastlanır bir zaferle sonuçlanmıştır. Ve bu zafer, Cumhuriyet ile taçlandırılarak, tarihimizin önemli dönüm noktalarından biri olarak kayıtlara geçmiştir.”

“Türkiye’nin Gösterdiği Birlik ve Beraberlik En Büyük Güçtür”

Türk milletinin köklü tarihine ve devlet tecrübesine vurgu yapan İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, “Türkiye’nin en büyük gücü, milletiyle ve onu temsil eden kurumlarıyla sergilediği birlik, beraberlik ve dayanışmadır. Dünyada böylesine derin, yaygın ve kesintisiz devlet tecrübesine sahip başka bir millet yoktur. Bu öyle bir güçtür ki; ne parayla, ne teknolojiyle, ne de diğer imkânlarla kıyas kabul eder. Ülkemizin ve milletimizin kadim geçmişini ve bugünkü gücünü anlamayanlara, bu gerçekleri her fırsatta hatırlatmamızın görevimiz olduğuna inanıyorum. Ayrıca, ülkemizin günümüz dünyasında daha fazla söz sahibi olabilmesi için dünyadaki gelişme ve değişmeleri iyi tahlil etmeli, bizi vatan yapan yüksek değerlerimize sahip çıkmaya ve bu değerleri yüceltmeye devam etmeliyiz. Milli birlikle ve sosyal dayanışma ruhu içinde birbirimize kenetlenerek; birlik, beraberlik ve dayanışmamızı sürdürmeliyiz. İstanbul Üniversitesi olarak bu milli ruhu yaşatacak, ülkemiz ve milletimiz için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak konuşmasına şu sözlerle son verdi: “Ülkemizin bayrağı her zaman dalgalanacak ve şanlı ulusumuz güçlü hedeflere kararlılıkla yürüyecektir. Bu duygu ve düşüncelerle Cumhuriyetimizin 96. Kuruluş yıl dönümünü bir kez daha kutluyor, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, bu toprakları vatan yapan aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi sonsuz minnet, şükran ile anıyor, hepinizi sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.” 

“Milli ve Dini Bayramlarımız Milli Ruhu Şahlandırıyor”

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Budak ise Program’da Cumhuriyetin İlanı ve Milli Ruh başlıklı konuşmasında şunları dile getirdi: “Bayram bu yıl gerçekten büyük bir coşkuyla kutlandı. İnşallah bundan sonra bu bayramlar daha coşkulu şekilde, milli birlik ve beraberliğimizi gerçekleştirecek ve yükseltecek bir çerçevede devam eder. Çünkü bayramlar, millet halinde vatan adı verilen bir toprak parçasında yaşan insanların hür ve birlik içinde yaşamalarından dolayı duydukları coşkuyu kutladıkları müstesna günlerdir. O günlerde insanlar duygu olarak bir olmanın, birlikte yaşamanın hazzını en üst seviyede yaşarlar. Aynı zamanda bayramlar milli ruh denen olguyu besleyen en önemli günlerdir. Dini bayramlar aynı dine mensup olmanın şükrünü ve sevincini, milli bayramlar ise millet olmanın onur ve coşkusunu yaşatmaktadırlar. Her iki halde de milli ruh şahlanışa geçmektedir.”
Prof. Dr. Budak, “Milli ruh, modern zamanlarda eskiye nazaran daha büyük ölçekli siyasal toplumsal birimlerde yaşayan insanların birlikte yaşama, toplumsal dayanışma arzusunun ortaya çıktığı coşkulu bir psikolojik haldir. Buna Fransız düşünür Emile Durkhei “kolektif bilinç” adını vermektedir. Bu birlikte yaşama hali zaman içinde devlet, millet, vatan ve bayrak gibi bazı ortak değerlerin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Nitekim bu değerler geçen zaman içinde bir zamanda birlikte yaşamanın parametreleri olurken diğer taraftan da bu birliktelikler tehlikeye düştüklerinde mevcut tehlikeyi atlatmanın itici gücü haline gelmişlerdir. İşte bu hal milli ruhun tipik ifadesidir. Aynı zamanda bu ruh millet adı verilen sosyolojik varlığa mensubiyet bilinciyle hareket etmektir. Söz konusu bilinç ortak bir kimliği ortaya çıkarmakta, bir varoluşu simgelemektedir” ifadelerini kullandı.
Konuşmasında Milli Mücadele dönemini ve Kurtuluş Savaşı’nın kutlu zaferini detaylarıyla ele alan Prof. Dr. Budak sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Bugün Türkiye’de bazı azınlıkta kalan düşünce sahipleri dışında hiç kimsenin Cumhuriyet rejimiyle bir sorunu bulunmamaktadır. 2023’e 4 kala Türkiye’de temel mesele devlet, millet, vatan, din ve bayrak gibi kadim medeniyet değerleriyle; insan hakları, hukukun üstünlüğü, bilimsel zihniyet gibi çağdaş değerlerin bilinip tartışılmasını sağlamaktır. Cumhuriyetimizin 96. yıl dönümü sebebiyle toplandığımız bugünde başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını, kahraman gazi ve aziz şehitlerimizi anıyor, hepinizin Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyorum.”

“Atalarının İzinden Yürüdüler”

Öğrenci Konseyi Başkanı Emir Alp Turgut şunları dile getirdi: “Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, kahraman şehitlerimizi ve gazilerimizi minnet ve özlemle andığımız bugün burada olmamızın bir nedeni de Milli Mücadelemizin sembollerinden birisi olan 57. Alay ve onun sancağıdır. Bu yıl Nisan ayında 57. Alay’ın temsili sancağı askeri bir törenle Rize Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nden İstanbul Üniversitesi’ne teslim edildi. İşte o gün itibariyle basında devir teslimimizi çok sayıda kez haber yaptılar. Hepsinde ortak başlık şuydu; ‘Atalarının İzinden Yürüdüler’. O kadar doğru bir başlıktı ki bu; çünkü biz atalarımızın, dedelerimizin, Şerife ninelerimizin izlerinden yürümüştük. Hala onların izinden yürüyoruz ve yürümeye devam edeceğiz. Onların ruhu nasıl vatan aşkıyla yanıyorsa, bayrağımızı her gördüğümüzde damarlarımızda dolaşan asil kandan olsa gerek bizimde içimiz o aşkla taşmaktadır.”

“Köklü Mazisi Olan Milletin Ruhundan Uzak Kalması Beklenemez”

Siyasal Bilgiler Öğrencisi Kürşat Mücahit Topçugil Cumhuriyet’in 96. yılını kutlarken Cumhuriyetimiz kadar köklü milli teşkilat ve kurumlarımızın tarihlerine dikkat çekti. Topçugil, “Biz öyle bir milletiz ki, Cumhuriyetimizin 96. yılını kutlarken, Büyük Millet Meclisi’miz 99, Kızılay’ımız 151, Polis Teşkilatımız 174, PTT’miz 179, İtfaiyemiz 305 ve ordumuz 2200 yaşında. Milli ruh; tarihimizi, kültürümüzü bilmek ve buna uygun olarak yaşamaktır. Böyle köklü mazisi olan bir milletin ise milli ruhundan uzak kalması beklenemez” dedi.
57. Alay Sancağı’nın İstanbul Üniversitesi’nde bulunmasından duyduğu gururu ifade eden Topçugil şunları dile getirdi: “57. Alay’ın temsili sancağı burada. Bu çok gurur verici bir durum çünkü 57. Alay öyle bir alay ki Türk Silahlı Kuvvetleri o alayın askerlerine hürmeten 57. Alay ismini bir alaya vermemiştir. Bu şanlı Alay ile ilgili kısa bir anekdotla sözlerimi sonlandırmak istiyorum: “Sisli bir nisan sabahı 57. Alay komutanı araziye yayılmış beyazlıklar görür ve takım komutanına bu beyazların ne olduğunu sorar. Takım komutanı, sabahleyin düşmana hücum emrini almış 57. Alay’ın, Rablerinin huzuruna temiz çıkmak için çamaşırlarını yıkadıklarını söyler. ‘Bu beyazlıklar, onların ak niyetleridir’ der. Bu ecdadın torunları olarak biz asıl gayemizi unutmayacağız; kendimizi geliştireceğiz, İstiklal Marşımızı rehber edineceğiz ve dalgalanmayı bekleyen şanlı bayrağımıza rüzgâr olacağız.”
Program, İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak ve katılımcıların 57. Alay Sancağı ile hatıra fotoğrafı çekilmesinin ardından sona erdi.

Haber: Ecem Yıldız Ergün

İÜ Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü



Öne Çıkan Haberler

Hindistan İstanbul Başkonsolosu J. P. Singh, İstanbul Üniversitesi’ni Ziyaret Etti

Murat Bardakçı, Tarih Söyleşileri ile İstanbul Üniversitesi’nde

‘’İslam Hukuku Sempozyumu’nun Niteliği Her Sene Artıyor’’

“Uluslararası Öğrencilerimiz, Vizyonumuza Yeni Pencereler Açıyor”

Kadın Rafting Takımımızdan Türkiye Şampiyonluğu Başarısı

İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, Azerbaycanlı Yetkilileri Ağırladı