Cumhuriyetin 100. Yılında Misak-ı Milli Anma Programı Gerçekleştirildi

İstanbul Üniversitesi (İÜ) ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) iş birliğiyle düzenlenen “Cumhuriyetin 100. Yılında Misak-ı Milli Anma Programı” 28 Ocak 2023 Cumartesi günü MSGSÜ Misak-ı Milli Salonu’nda gerçekleştirildi. Programa Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop da katıldı.


Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programın açılış konuşmalarını; TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, MSGSÜ Rektörü Prof. Dr. Handan İnci Elçi yaptı.

Açılış konuşmasını yapmak üzere kürsüye çıkan MSGSÜ Rektörü Prof. Dr. Handan İnci Elçi, Üniversite binasının tarihi hakkında bilgi verdi. Misak-ı Milli kararlarının ilk olarak bu binada alınarak dünyaya duyurulduğunu belirten Prof. Dr. İnci Elçi, binanın kıymetini gençlere anlatmak gayretinde olduklarını ifade etti. Bu yılla birlikte 3’üncüsünü düzenledikleri bu programın başarılı geçmesini dileyen Prof. Dr. İnci Elçi konuşmasını sonlandırdı.

TBMM’nin Yol Haritası: Misak-ı Milli

Açılış konuşmasını yapmak üzere kürsüye çıkan İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak Misak-ı Milli’nin önemine dikkat çekerek, “Birinci Dünya Savaşı’nı kendi açısından sonlandırmak için sulh önerisinde bulunan Osmanlı hükümeti, dönemin uluslararası statükosunu yeniden belirleyeceğini düşündükleri Wilson Prensipleri çerçevesinde barış masasına oturmuştu. Osmanlı devlet adamlarının Wilson Prensipleri'nden ve İtilaf devletleriyle yapacakları barış görüşmelerinden beklentileri yüksekti. Ancak imzalanan Mondros Mütarekesi’nin ardından yaşanan gelişmeler Osmanlı Devleti’nin ve siyasetçilerinin beklentisini karşılayamamıştır. Mütareke hükümleri Osmanlı Devleti aleyhine ihlal edilmiş, hiçbir İttifak devletinin yaşamadığı bir şekilde Osmanlı toprakları İngilizlerin, Fransızların, İtalyanların ve Yunanlıların işgaline maruz kalmıştı. Özellikle İzmir’in işgali bir dönüm noktası olmuştur” dedi.

Misak-ı Milli’nin Meclis-i Mebusan’ın son bayrağı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ak, “Osmanlı siyasetçisi, aydını ve askerlerinin ifade ve tavırlarında, Batı’nın adaletsizliğine ve emperyalizmine karşı mücadele başlamıştır. Aslında Osmanlıların Avrupa’nın adaleti karşısında hayal kırıklığına uğramaları ilk değil idi. 19. yüzyılın başından itibaren Batı değerleri ve medeniyeti ile yürümeye karar veren Osmanlılar, Mütareke Dönemi’nde acı gerçekle bir kez daha karşılaşmışlardı. Bu acı gerçekle mücadelenin hareket ve yönlendirici merkezi Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Ordusu ise, manifestosu ve ete-kemiğe bürünmüş yol haritası ve bayrağı son Osmanlı Meclis-i Mebusan’ında ilan edilen Misak-ı Milli idi” dedi. Misak-ı Milli’nin Anadolu Hareketi’nin hazırlık aşamasının bir yansıması olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ak, “Misak-ı Milli, son Osmanlı Meclis-i Mebusan’ında Ahd-ı Milli adıyla kabul edilen 6 maddelik bir metinden öte, Anadolu Hareketi’nin de hazırlık aşamalarına denk gelen sürecin, tartışmaların ve kararların bir yansımasıdır. Ahd-ı Milli, milletin kararına dair söz vermek, yemin etmek idi. Milletvekilleri de milletin, meclisin kararlarını gerçekleştirmek için ahdetmişlerdi” dedi.

TBMM ve Ordunun Hedefi Misak-ı Milli’yi Gerçekleştirmek

Misak-ı Milli’nin siyasi bağımsızlık üzerine kurulduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ak, “Bu duyuru ile Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı sonrasında kendisine biçilen elbiseye, kendi toplumunun temsil makamı ve sözcüsü Meclis-i Mebusan’dan Misak-ı Milli ile şiddetli bir şekilde itiraz etmiş, baş kaldırmıştır. Misak-ı Milli metni Osmanlıların hangi şartlarda ve ne şekilde barış masasına oturacaklarını gösteren bir talimatname idi. Misak-ı Milli, Erzurum ve Sivas Kongrelerinin ruh ve prensiplerini taşıyan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin dış politikasının temelini de oluşturacaktır. Ancak Misak-ı Milli metninde de görüleceği üzere var oluş mücadelesi, sadece belli toprakların kurtarılması, korunması değil, aynı zamanda siyasi, iktisadi bağımsızlık üzerine kurulmuştu. Nitekim Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Ordusunun hedefi Misak-ı Milli’nin bütün yönleriyle gerçekleştirilmesi sağlamaktı. Türkiye Büyük Millet Meclisi bu hedefine uzun, meşakkatli ve zorlu bir mücadeleden sonra Ankara’nın ve Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde kesin bir şekilde Lozan Antlaşması ile ulaşmıştır” dedi.

Prof. Dr. Ak, “Bugün ülkemizin bağımsızlığında, Türk milletlinin dünya milletler topluluğunun eşit bir üyesi olmasında, barışın yeniden inşasında son derece önemli olan bu tarihi belgeyi bir kez daha hatırlamak, üzerinde düşünmek ve Cumhuriyetimizin kuruluşunu kutladığımız 100 yıl perspektifinden yeniden değerlendirmek üzere toplanmış bulunuyoruz” diyerek katkılarından dolayı herkese teşekkür etti.

Misak-ı Milli, Türkiye’nin İstiklal ve İstikbalinin Kuruluşunun Resmî Belgesidir

Son olarak konuşmasını yapmak üzere kürsüye TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop çıktı. Konuşmasına Misak-ı Milli’nin önemini vurgulayarak başlayan Başkan Şentop, “Misak-ı Milli’nin kabulü, Millî Mücadele tarihimiz açısından son derece önemli olmasına rağmen maalesef mahiyeti ve tarihi önemi üzerinde hakkıyla durulmamıştır. Oysa Misak-ı Milli; milletimizin haklı mücadelesinin gerekçelerini ve yöntemlerini açıkça ortaya koyduğu, bütün dünyaya ve özellikle işgalci emperyalist güçlere karşı ilan ettiği bir istiklal bildirisidir. Ülkemizin istiklal ve istikbalinin kuruluşunun resmî belgesidir. Milletin egemenliğinin şahsında tecessüm ettiren meclis tarafından bir karar alınmış olması sebebiyle de meşruiyeti tartışmasızdır ve benzersizdir” dedi.

Misak-ı Milli’nin önemli kararlara kılavuzluk ettiğine değinen Prof. Dr. Şentop, “Fertlerin, toplumların ve devletlerin tarihine ve talihine tesir eden, kılavuzluk eden önemli anlar ve kararlar vardır. O anlardan Milli’dir. İçinde bulunduğumuz bu salonda, Millî Mücadele’nin tabiri caizse bir nevi reçetesi olarak Meclis-i Mebusan’ın cesaret ve feraset sahibi milletvekillerinin oy birliğiyle kabul edilmiştir. Meclisin gizli oturumunda alınan karar, 17 Şubat 1920 tarihinde açıklanmıştır. Bu Milli Yemin ile Millî Mücadele’nin hedefi ve esas gayesi belirlenmiştir” dedi.

"TBMM, Meclis-i Mebusan'ın Aslında Bir Devamıdır"

Parlamento tarihine dair ilklerin hep Meclis-i Mebusan ile başladığını belirten Prof. Dr. Şentop, "Türkiye Büyük Millet Meclisi de Meclis-i Mebusan'ın aslında bir devamıdır. Osmanlı Devleti ile Türkiye Cumhuriyeti arasında nasıl bir alaka varsa, Meclis-i Mebusan ile Türkiye Büyük Millet Meclisi arasında da aynı alaka vardır. O sebeple 23 Nisan 1920 tarihini açılış tarihi olarak kutluyoruz. Çünkü Meclis-i Mebusan son oturumunu 18 Mart 1920 tarihinde yapmış ve tatil kararı almıştı. Meclis-i Mebusan üyeleri daha sonra TBMM üyesi olarak görevlerini devam ettirmişlerdir. Meclis-i Mebusan'ın aldığı kararların en önemlisi işte bugün 103. yılını andığımız Misak-ı Milli'dir. Misak-ı Milli, milli iradenin kararıdır. Misak-ı Milli kararları ile Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a ayak bastıktan sonra yürüttüğü çalışmaların onaylandığı ilan edilmiştir" dedi.

Haklarını savunmak için her zaman gayret gösterdiklerini belirten Prof. Dr. Şentop, "103 yıl önce edilen milli yeminin hedefine ve ruhuna bugün de sadakatle bağlıyız. Bugün Misak-ı Milli sınırları içerisinde mavi vatan da vardır. Bütün hak ve menfaatlerimizi her vasıtayla korumaya ve savunmaya bugün her zamankinden daha fazla muktediriz. Bugün de bizim olanı, bizden olanı, bizimle olanı korumak, savunmak ve yaşatmakla mükellef olduğumuzun şuurundayız. 103 yıl önce milli bekamıza yönelen tehditler esasen bugün de devam ediyor. Biz de maruz kaldığımız tehditleri artık sınırlarımızda karşılamıyoruz, tehditleri sınırlarımız ötesinde karşılayıp, aziz milletimizi ve gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimizi güvenli bir şekilde yaşatmaya devam ediyoruz" dedi.

Misak-ı Milli kararlarının, barışa giden yolda ışık tutacağını belirten Prof. Dr. Şentop, "Bugün yakın coğrafyamızda olup bitenler göstermektedir ki, Misak-ı Milli ile çizilen sınırlar esasen mevcut etnik, dini, tarihi yapıya uygun sınırlardır ancak bu tam olarak gerçekleşmediği için birtakım sorunlar bölgemizi ve uluslararası barışı tehdit etmektedir. Bugün ülkemizin içinde bulunduğu coğrafyada yaşanan sorunları Misak-ı Milli temelinde yeniden ele almamızın, sorunların çözümünde siyasi ve diplomatik usullerle Misak-ı Milli’de kabul edilen prensiplerden yola çıkmamızın, adil ve kalıcı, sürdürülebilir bir barışa giden yolda bize ışık tutacağı kanaatindeyim" dedi.

Bu program vesilesiyle Misak-ı Milli kararlarının tekrar ve farklı yönleriyle ele alınarak milletin birlik ve beraberliğine katkı sunacağını söyleyen Prof. Dr. Şentop, katkılarından dolayı herkese teşekkürlerini ileterek konuşmasını sonlandırdı.

Açılış konuşmamalarının ardından geçilen panelde; MSGSÜ Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Fatma Ürekli moderatörlüğünde, MSGSÜ Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarih Okutmanlığı Koordinatörlüğü Müdürü Prof. Dr. İsmail Türkoğlu “Misak-ı Milli Sürecinde İstanbul’da Gündelik Hayat”, İÜ Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Mehmet Sancaktar “İngiliz Makalelerinde Misak-ı Milli ve Türkiye Büyük Millet Meclisi”, İÜ Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Budak “Misak-ı Milli Perspektifinden Lozan” başlıklı konuşmalarını gerçekleştirdi.

Program, panelin ardından toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.

Haber: Ceyda Demir
Fotoğraf: Melis Arıner
İÜ Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü


Öne Çıkan Haberler

holokost anma

Holokost Kurbanları İstanbul Üniversitesi’nde Anıldı

ramikışlası kütüphane

Kışladan Kütüphaneye Dönüştürülen Rami Kütüphanesi Hizmete Açıldı

eğitim İngilizce kurs online

İstanbul Üniversitesi Dil Merkezi Çevrim İçi İngilizce YDS/YÖKDİL Eğitimleri Başlıyor

yazılım protokol

İstanbul Üniversitesi ile Türkiye Yazılımcılar Federasyonu Arasında Protokol İmzalandı

boğaz proje emisyon çevre

Gemilerin İstanbul Boğazı'na Saldığı Emisyonlar Hesaplanacak

C2IMPRESS proje başarı

C2IMPRESS Projesi Avrupa Birliği UFUK AVRUPA Programı Kapsamında Fonlanmaya Hak Kazandı