Akademik Etki Odaklı Üniversite Yayıncılığı Çalıştayı Gerçekleştirildi

Akademik Etki Odaklı Üniversite Yayıncılığı Çalıştayı, 2 Nisan 2018 tarihinde Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Levent Ofisi’nde gerçekleştirildi.

Üniversitelerin akademik yayın faaliyetlerindeki başarılarını arttırmak amacıyla görüş alışverişinde bulunmak üzere düzenlenen çalıştaya, Araştırma Üniversiteleri’nin Rektörleri ve Elsevier, WEB of Science ile Scopus kuruluşlarının temsilcileri katıldı.

Çalıştayın açılış konuşması YÖK Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç tarafından yapıldı.

“Araştırma Üniversitesi Paye Olarak Kalmamalı”

YÖK Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç konuşmasında YÖK olarak koydukları hedefleri adım adım nasıl gerçekleştirdiklerinden söz ederek, “YÖK olarak önümüze koyduğumuz hedeflerden bir tanesi kalite kuruluydu ve başarılı bir şekilde tahakkuk etti. Bir tanesi çeşitlilikti ve bu bağlamda ihtisaslaşma idi. Bu ihtisaslaşma meselesini etap etap planlamıştık ve bu bağlantıda ‘Bölgesel Kalkınma Odaklı Üniversiteler’ sürecini başlatmıştık. Bu YÖK için, Türkiye için ve ilgili bakanlıklar için yeni bir projeydi. Hep birlikte öğrendik o projeyi ve hayata geçirirken de zihnimizde bir de ‘Araştırma Üniversitesi’ projesi vardı. Onu da orada edindiğimiz tecrübelerle daha hızlı bir süreçte gerçekleştirdik. Biz ihtisaslaşmayı da başarıya endeksli bir şekilde gerçekleştirmek istiyoruz. Ama sistemin hiçbir bileşenini de dışarda tutmadan bunu yapmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

‘Araştırma Üniversitesi’nin sadece bir paye olarak kalmaması gerektiğine dikkat çeken YÖK Başkanı Prof. Dr. Saraç, “Bu paye kazanılması ve sürdürülmesi zor olan ve sürekli daimi bir tekamül esaslı bir paydada yükseldiği takdirde araştırma üniversitelerinin bilim hayatına katkısı söz konusudur. Araştırma Üniversiteleri’nin izlenme sürecine dair birtakım parametrelerimiz üzerinde arkadaşlarımız çalışıyor. Yine Araştırma Üniversitesi Rektörleri ile araştırma üniversitelerinin üzerinde duracağız. Yayın sayılarına baktığımızda Türk bilim hayatının dünya bilim hayatına sayısal olarak katkısının kayda değer olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Ama etki açısından baktığımızda ise bu yayınların etkisinin arzu edilen noktada olmadığını da kabul etmemiz lazım. Bu tespiti çok açık bir dille ifade ettiğimizde bu itirafın ikinci aşamasına yönelik hangi adımlar atılması gerektiği sorusunu sormamız gerekiyor. Öncelikle bu 15 üniversitenin ne yapması gerektiği hususunda bir noktaya varmamız gerekiyor. Mümkün olduğunca bu toplantıların sonuç odaklı olması gerekli. Bu toplantının çok daha geniş katılımla basında yer tutacak şekilde kurgulanması çok tabii ve kolaydı. Fakat onu tercih etmeyişimizin sebebi bu toplantıdan sonuç çıkarmayı hedeflememiz. Bu toplantıdan çıkan sonuçları çok hızlı bir şekilde 10+5 Üniversitemizde, 10 Araştırma Üniversitesi ve 5 aday üniversitemiz olarak takibi ile ilgili süreci şekillendireceğiz. Yani bu toplantının sonuçlarını mümkün olduğunca yine Rektörlerimizle müzakere ettikten sonra bir karar sürecine dönüştüreceğiz” şeklinde konuştu.

Yayınlardan Sorumlu İÜ Rektör Danışmanı Dr. Öğretim Üyesi Metin Tunç çalıştayda yaptığı sunumda “Üniversite Dergilerimizin Mevcut Durumu” hakkında bilgi verdi.

“Bilimsel Yayıncılıktaki Amiral Gemilerimiz Dergilerimiz”

Dr. Tunç konuşmasında bilimsel yayınların akademinin her türlü performans ölçümünde mutlaka sürece dâhil edilmesinin kritik bir konumu olduğunu vurgulayarak, “Her geçen gün akademideki yayın ayağında bilimsel etkiyi düşünme odaklı düşünceler artıyor. Bu göstergeler sofistike ölçümleme yöntemleri ile inceleniyor. Biz yaptığımız makalelerin atıf almasını ölçme sürecini dikkate almışken atıf veren kitleyi bile ölçecek şekilde performans konusu analiz ediyorlar. Bilimsel yayıncılıktaki amiral gemilerimiz ise dergilerimiz aslında. Dergilerin her birine baktığımızda bilimsel iş birliği ve uluslararası çalışma potansiyeli ile de çok ideal kullanılabilecek araçlar aslında. Uluslararası sulara çıkardığımız zaman ise bu dergilerimiz amiral gemiciklerimiz şeklinde oluyor. Burada bir dergi örneğini vermek istiyorum. Bu dergimiz çok muazzam şeyleri başarmış değildir ama sadece kendisine o platformları kazandırabildi. Bu dergi 40 ülkeden 3 bin 600 bilim insanını kendi mecrasında topladı. Kendi konferansını üretmeyi başardı ve belki de dergiye eşlik edecek kitaplar da üretmeye başladı. Bu dergi sisteme kazandırıldıktan sonra, başarıyı elde ettikten sonra Kafkas Üniversitesini senelik sahasında bilimsel yayın üretmede ikinci sıraya çıkardı. Bu denli coğrafik dezavantajlara rağmen bir derginin sadece bir sahada Kafkas Üniversitesini bu denli aktive etmiş olması aslında gerçekten etki faktörünün beklediğimiz o hareketlilik üretme potansiyelinin kısa bir örneği olmuş oldu” dedi.

Frankfurt kitap fuarında edindiği deneyimleri katılımcılarla paylaşan Dr. Tunç, “Ben Ekim 2017’de Frankfurt kitap fuarındayım. Kimi ülkeler üniversite yayınevleri ile stantlarda çok güçlü bir şekilde vardı. Malezya’dan 18 tane üniversite yayınevi bu stantlarda kendilerini anlatıyordu. Oxford, Cambridge Üniversitesi gibi yayıncıların hepsi vardı; ama ilginç bir tablodur ki Türkiye standımızda hiçbir üniversite yayınevimiz yoktu. Türkiye’de 2 bin tane hakemli dergi var, üniversitelerimizin bizzat sahip olduğu dergi sayısı ise 900. ‘Web of Science’a kazandırılmış olan dergilerimizin etki artırımına yönelik odağını artırmamız çok önemli. Bu dergilerimizin nasıl etki üreteceğine dair bir tür faaliyette bulunmamız gerekiyor. Öbür taraftan indekslere girme iddiası olacak 200 kadar dergimiz var. Bu dergilerimizi indekslere kazandırma sürecini başlatmamız çok yararlı olacak. İndekslere başvuru yapabilecek hale getirme sürecinde ise 300 kadar dergimiz var” şeklinde konuştu.

“İstanbul Üniversitesi En Çok Dergi Üreten Üniversitemiz”

Yüz yıllık, elli yıllık çok değerli dergilerin yayıncılık hayatlarının sona erdiğini belirten Dr. Tunç şunları dile getirdi: “Bu dergilerimizi yeniden aktifleştirme misyonu var. Önümüze konabilecek bir gelişme olabilir.  Biz bunu İstanbul Üniversitesi için yaptık. İstanbul Üniversitesi aslında 76 tane dergiye sahip olan ve en çok dergi üreten üniversitemiz. Bu çerçevede 76 dergimizin her biriyle tek tek görüşerek onlara yönelik imkânların analizini yaptık. İndekslerde taranma, atıf üretebilme, yayında sayı kaybı, insan kaynağı sıkıntısı ve online sistem kullanımı gibi pek çok başlıkta inceleme yaptık. Çalışmayı 2017 yılı Nisan ayında gerçekleştirdik. Bu görüşmeleri yaptığımız tarihte İstanbul Üniversitesi’nde hiçbir dergimiz indeksli değildi. Sıfır dergimiz vardı indeksli olan.  Atıf üretebilmek bakımından sıfır atıf üretme %75’di. Çok düşük atıf üretme ise sadece %25’di. Derginin güncelliğine gelince %40 kadar dergimiz maalesef zamanında yayınlanamıyordu, gecikmeli haldeydi. İnsan kaynağı sıkıntısı dergilerimizin %86’sında vardı. Online sistem kullanımı %80’ininde kullanılamıyordu. Kaliteli makale tedarik sorunu ise %90’ında vardı. Bütün dergilerimize yönelik olarak inceleme yaptık ama dergilerimizin hepsini seçmedik, en yakın olan 34 tane dergimizi seçtik. Bu 34 dergimiz olarak sadece 7 ayda yaptığımız faaliyet ile 34 dergimizin 14 tanesini Web of Science Core Collection’daki SCI indeks statüsüne kazandırdı. 12 tane dergimiz de şuan değerlendirmede ve güzel haberler bekliyoruz. Başvurulacak halen 4 tane dergimiz var üzerine çalışıyoruz. Bu şekildeki bir tabloyu sadece 7 ayda İstanbul Üniversitemize yönelik olarak başardık. Şu an bu 34 dergimiz yaklaşık bin 200 tane makale üretti hızlıca da atıf üretmeye başladılar. Bunlar hızla da ilerleme sürecinde devam ediyorlar.”

Bir an önce üniversite yayınlarını geliştirmenin önem arz ettiğini ifade eden Dr. Tunç konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: “Akademisyenlerimizin önünü açmak bakımından üniversitelerin yayınevi olması artık bir avantaj.”

Türk Kardiyoloji Arşivi Editörü ve Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dilek Ural çalıştayda, “Dergi Yayın Kurulları Açısından Zorluklar ve Çözüm Önerileri” konusuna değindi.

“Üniversite Dergisi Değil Meslek Dergisiyiz”

Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi Editörü ve Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dilek Ural ise konuşmasında Türkiye’nin ilk kardiyoloji dergisinin editörlüğünü yapmaktan mutluluk duyduğunu dile getirerek şunları söyledi: “Öncelikle dergilerimizi tanıyalım. Biz üniversite dergisi değiliz. Meslek dergileriyiz. Anadolu Kardiyoloji Dergisi 2001 yılında yayın hayatına geçti. Sadece İngilizce yayın yapıyor. Şu an da Science Citation Index Expanded kapsamında ve maalesef 1.19’luk atıf oranı var. Bu rakam çok yüksek değil. Benim editörü olduğum dergi, 50 yıllık bir dergi. Türkiye’nin ilk kardiyoloji dergisi ve oldukça sürekliliği var. Hem Türkçe hem İngilizce yayın yapan bir dergiden söz ediyoruz. Son zamanlarda oldukça önemli bir kavram, derginin kaç okura hitap ettiğidir. İlk dergimiz için yaklaşık 139 bin hit almış, 75 bin civarında bir okura hitap ediyor. İkinci dergimiz Türk Kardiyoloji Dergisi ise 131 bin hit almış ve yaklaşık 85 bin ayrı okura hitap ediyor ki bu da beni Türkiye’nin en fazla okuru olan dergilerinden birinin editörü yapıyor.”

“Hakem Eleştirilerinin Kalite Artırıcı Olması Gerekiyor”

Türkiye’de hakemli yayıncılıkta yaşanan sorunlardan da söz eden Prof. Dr. Ural, hakemlerin zaman sorunu olduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Ural sözlerinin devamında şu ifadeleri kullandı: “Hakemlerimiz oldukça sıkıntılı, en az iki makale gönderilmesi gerekiyor ve hakem eleştirilerinin 5 yıl saklanması gerekiyor. Hakem eleştirilerinin kalite artırıcı olması gerekiyor ve çok kısa sürede değerlendirme gerekiyor. Maalesef yeterli zaman ayırabilen hakem sayısı çok az, üstün körü değerlendirme çok ve orijinal ile sıradanı ayırt edebilen hakem sayısı da çok fazla değil. Zaman sorunu olduğu için eğitici ve yapıcı eleştirilerden ziyade baştan sağma eleştirilerle uğraşıyoruz. Bütün makalelere baştan kendimiz hakemlik yapmak zorunda kalıyoruz. Ayrıca İngilizceye hâkim yetkin hakem bulmak sorunu ülkemizde yaygın” dedi.

Çalıştayda ayrıca Web of Science Avrupa Bölgesi Editörü Dr. Mila Cahue “Web of Science’ın Üniversite Yayınevlerine Yaklaşımı”, Elsevier Kıdemli Danışmanı Matt Walker ise “Scopus’un Üniversite Yayınevlerine Yaklaşımı” başlıklı birer konuşma yaptılar.

Çalıştay, “Üniversite Yayıncılığını Geliştirmek” üzere gerçekleştirilen müzakere ile sona erdi.

Haber: Çağla KONAT

İÜ Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü


Öne Çıkan Haberler

“Renklerle-Hisler”-Sergisi-İstanbul-Üniversitesi’nde-Açıldı

“Renklerle Hisler” Sergisi İstanbul Üniversitesi’nde Açıldı

İstanbul-Üniversitesi’nde-“Alaeddin-Yavaşça’ya-Saygı-Konseri”-Gerçekleştirildi

İstanbul Üniversitesi’nde “Alaeddin Yavaşça’ya Saygı Konseri” Gerçekleştirildi

Uluslararası Halı Saha Turnuvası Sona Erdi

“Battal-Ebru-Sergisi”-İÜ-II.-Bayezid-Türk-Hamam-Kültürü-Müzesi’nde-Açıldı

“Battal Ebru Sergisi” İÜ II. Bayezid Türk Hamam Kültürü Müzesi’nde Açıldı

İÜ-Rektörü-Prof.-Dr.-Mahmut-Ak-Yeditepe-Bienali-Açılış-Töreni’ne-Katıldı

İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak Yeditepe Bienali Açılış Töreni’ne Katıldı

İstanbul-Üniversitesi’nden-Darülaceze’ye-Ziyaret

İstanbul Üniversitesi’nden Darülaceze’ye Ziyaret