“950. Yıldönümünde Malazgirt Zaferi’ni Anmak ve Anlamak” Konulu Panel Gerçekleştirildi
Açılış konuşmasını Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak’ın yaptığı panelde, Prof. Dr. Ebru Altan ''Malazgirt Savaşı Öncesinde Bizans’ın Siyasi ve Askeri Durumu'', Prof. Dr. Muharrem Kesik, ''Malazgirt Savaşı Nasıl Kazanıldı? Selçukluları Zafere Götüren Etkenler'', Prof. Dr. Aydın Usta, ''Malazgirt Savaşının Haçlı Seferlerine Etkisi'', Prof. Dr. Cihan Piyadeoğlu ''Malazgirt Savaşı Nerede Yapıldı? Bir İnceleme ve Öneri'' ve son olarak Prof. Dr. Haşim Şahin ''Fakih ve Sultan: Malazgirt Savaşı Sırasında Alparslan ve Fakih El-Harezmî İlişkisine Dair'' konularını ele aldı.
Prof. Dr. Mahmut Ak yaptığı açılış konuşmasında, Malazgirt Savaşı’nın Türk-İslam ve Dünya tarihi açısından çok önemli sonuçlar doğurduğunu aktardı. Türk tarihinin en büyük zaferlerinden biri olduğunu belirterek bugün üzerinde yaşadığımız vatanın bizlere kadar intikalini sağlayan en büyük ve önemli adım olduğunun altını çizdi. Bizlere düşen görevin, vatanımız olan bu toprakları Malazgirt, Çanakkale ve 15 Temmuz ruhunu kaybetmeden ve yeni nesillere aşılayarak kıyamete kadar korumak olduğunu söyledi.
“Malazgirt Savaşı ile Bizans’ın Bütün Askeri Gücü, Merkezi Garnizonları İmha Edildiği İçin Kalıcı Bir Yayılma ve Yerleşme Başlamış Oldu”
Panel başkanlığını üstlenen Tarih Bölümü Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Muharrem Kesik, sözü ilk olarak Prof. Dr. Ebru Altan’a verdi. Prof. Dr. Altan konuşmasında Malazgirt Zaferi’ni tam manasıyla anlayabilmek için her şeyden önce iki cephe açısından da 1071 yılından önceki gelişmelere, hedeflere göz atmak gerektiğini belirtti. Bizans’ın 9. yüzyıldan beri devam eden feodalleşme oluşumunun, 1025-1085 yılları arasındaki süreçte likayatsiz imparatorlar zamanında hız kazanmasıyla gerileme ve çöküş dönemi yaşadığını aktaran Altan, bu çöküşün 7. yüzyılda Herakleios’un kurduğu ve Bizans’ı büyük güç yapan ordu, askeri ve idari sisteminin çöküşü anlamına geldiğini söyledi. Bu çöküş ile savunmasız kalan Anadolu arazisinde Selçuklular’ın hiçbir engelle karşılaşmadan faaliyette bulunabildiğini dile getiren Altan:
“1071 Malazgirt Zaferi Anadolu’nun kapılarını açan zafer diye biliniyor ama Anadolu’nun kapılarının aslında Türklere açık olduğunu buradan anlıyoruz. O yıla kadar cereyan eden hadiseler, akınlar sırasında Türkmenlerin Batı Anadolu’ya kadar uzanan akınlarda bulunduğunu biliyoruz ama bu fetihler kalıcı olmuyordu. Malazgirt Savaşı ile Bizans’ın bütün askeri gücü, merkezi garnizonları imha edildiği için kalıcı bir yayılma ve yerleşme başlamış oldu” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
“İşin İçerisine Bizans Kaynaklarını da Mutlaka Katmak Durumunda Kalıyoruz”
İstanbul Medeniyet Üniversitesi hocalarından Prof. Dr. Cihan Piyadeoğlu ''Malazgirt Savaşı Nerede Yapıldı? Bir İnceleme ve Öneri'' başlıklı konuşmasını yaptı. Konuşmasında Malazgirt Savaşı’nın yapıldığı yer ile ilgili ortaya atılan iddiaları aktardı. Bu konuda çalışırken İslam Tarihi kaynakları üzerinden bir Malazgirt okuması yapmanın sağlıklı bir sonuca götürmeyeceğini dile getiren Prof. Dr. Piyadeoğlu, “İşin içerisine Bizans kaynaklarını da mutlaka katmak durumunda kalıyoruz” dedi.
Malazgirt Savaşı’nın yerini belirleyenin Alparslan olduğunu aktaran Piyadeoğlu, bunun bir meydan muharebesi değil pusu olduğunu dile getirdi. Piyadeoğlu, “Alparslan bana göre Bitlis Erzen üzerinden kuzeye çıktı. Yani Ahlat’a gelmiş durumda. Bunu İbnü'l Ezrak aktarıyor. Aparslan’ın yönü düşünüldüğü gibi doğudan değil; güneyden kuzeye doğruydu” diyerek sözlerini bitirdi.
“Türkiye’de Selçuklu Çalışmalarının Önemli ve İyi Bir Noktaya Geldiği Kanaatindeyim”
Prof. Dr. Haşim Şahin, Malazgirt çalışmalarının sosyal tarih anlamında nerede durduğuna bakmak gerektiğini belirterek Türkiye’de Selçuklu çalışmalarının önemli ve iyi bir noktaya geldiği kanaatinde olduğunu aktardı. Selçukluların İslam-Devlet geleneğinin en önemli parçalarından olduğunu söyleyen Prof. Dr. Şahin, kuruldukları dönemden itibaren uyguladıkları gaza ve cihat politikasının kendilerine göre önemli temsilcilerinden olduklarını ifade ettiklerini belirtti.
Osmanlı sultanları gibi Selçuklu sultanlarının da kendilerini gazi olarak tanımladığını ve İslam’ın kılıcı olmaları yönlerine vurgu yaptıklarını aktaran Şahin, sultanların, beylerin ve bürokratların dini ve şer’i konularda akıl danıştıkları, fikirlerini aldıkları fakihleri yanlarında bulundurduklarını belirtti. Şahin: “Selçuk Bey Müslüman olduğunda bölgedeki Sâmânî emirinden kendisine İslam’ı öğretecek iki tane fakih göndermesini istemiş. Bu olay çok farklı dönemlerde hemen hemen her devlette var. Her sultanın yanında bu tip şer’i işleri özellikle danıştığı, üzüntüye düştüklerinde de onların duacısı, bir anlamda da moral ve motivasyon kaynağı olan insanları yanlarında taşıdıklarını görüyoruz” dedi. Bu anlamda Alparslan'ın fakihi ve imamı Ebu Nasr Muhammed b. Abdülmelik el-Buhari el Hanefi'nin en fazla öne çıkan isim olduğunu, kaynaklara yansımasa da muhtemelen sultanın başka fakihleri de olduğunu söyledi. El-Buhari’nin öne çıktığı iki unsurdan ilkinin 1070 yılında Malazgirt’in hemen öncesindeki fetih olduğunu aktaran Şahin, ikinci olayın da Malazgirt Zaferi olduğunu aktardı.
“Genç Nesilde Savaşın Bizans Ordusundaki Türklerin Saflarına Geçmesi ve Uygulanan Meşhur Sahte Kaçış yani Sahte Ricat Taktiğine Bağlı Olarak Kazanıldığı Düşünülse de Gerçek Bu Şekilde Değil”
Panel Başkanı Prof. Dr. Muharrem Kesik, ''Malazgirt Savaşı Nasıl Kazanıldı? Selçukluları Zafere Götüren Etkenler'' başlığı altında yaptığı konuşmasında, Malazgirt Savaşı’nın nasıl kazanıldığına dair verilen bilgilerin hatalı ya da eksik olduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Kesik: “Genç nesilde savaşın Bizans ordusundaki Türklerin saflarına geçmesi ve uygulanan meşhur sahte kaçış yani sahte ricat turan taktiğine bağlı olarak kazanıldığı düşünülse de gerçek bu şekilde değil” diyerek, savaşın en başından itibaren sultanın sonuçla ilgili endişeler taşıdığının kaynaklardan anlaşıldığını aktardı.
Prof. Dr. Kesik, Malazgirt Zaferi’nin kazanılmasını sağlayan etkenler arasında Romanos Diogenes’in kendine ve ordusunun sayıca üstünlüğüne güven duymasının Bizans’ın en büyük handikapı olduğunu aktardı. Saydığı diğer etkenler arasında Romanos’un tecrübeli generallerinin tavsiyelerine kulak asmaması ve ordusunu bölerek asıl savaşçı birlikleri Ahlat’a göndermiş olması, Bizans’ın Türklerin savaş sistemini anlamadan Selçuklu ordusunun karşısına çıkması, Selçuklu ordusunun üstün manevra kabiliyeti, ok ve yayı mükemmel bir şekilde kullanabilmesi vardı.
Prof. Dr. Kesik, “Malazgirt Savaşının kazanılmasını sağlayan etkenlerin bize anlatıldığı gibi sahte ricat ve Bizans ordusundaki Türklerin kendi saflarına geçmesiyle sınırlı değildir.”
“Malazgirt Savaşı Haçlı Seferleri İçin Net Bir Sebepten Çok Mazerettir”
Prof. Dr. Aydın Usta, ''Malazgirt Savaşının Haçlı Seferlerine Etkisi''ni konuşurken, “Haçlı Seferlerinin nedeni Malazgirt Savaşıdır” söyleminin ne kadar doğru veya ne kadar değerlendirilebilir olduğunu aktarmaya çalışacağını belirterek sözlerine başladı. Malazgirt Savaşı’nın Bizans tarihinin gerçek bir felaketi olarak değerlendirmenin kısmen doğru olduğunu dile getiren Prof. Dr. Usta, Bizans’ın Anadolu topraklarını ve ordusunun büyük bir kısmını Malazgirt’te kaybettiğini belirtti. Batıda yeni siyasi unsurların var olduğunu ve Avrupa’nın yeni hakimleri olarak bunların Bizans’ı istemediklerini söyleyen Usta, Avrupa’da kendi içerisinde patlamakta olan toplumun dışarıya yönelmesi durumu ve Papalığın gerek Bizans üzerindeki evrensellik iddiası gerek Avrupa toplumu içerisinde siyasal hak talebinin burada etkili olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Aydın Usta; “Papalığın burada bir mazeret bulma ihtiyacı söz konusuydu. Malazgirt Savaşı, Haçlı seferleri için net bir sebepten çok mazeret olmuştur” dedi. Malazgirt’in harekete geçmek isteyen topluma ve Papalığa güzel bir mazeret verdiğini aktaran Usta, bu mazeret dayanarak Haçlıların 1095’te yapılan çağrının sonrasında 96 yılı itibariyle Doğu’ya doğru akmaya başladıklarını ifade etti.
Haber: Günsu Şevval Aydın
İÜ Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü
Öne Çıkan Haberler
2. İstanbul Uluslararası Coğrafya Kongresi Düzenlendi
“Beşikten Mektebe, Mektepten Sefere… Geç Dönem Osmanlı Çocuk Şarkıları” Kitap Tanıtım Konseri Gerçekleştirildi
Coimbra Group Rektörler Toplantısı Gerçekleştirildi
“Çocukluktan Gelen” Projesi Yeni Nesil Öğrenme Metotlarıyla Matematiği Sevdiriyor
İstanbul Üniversitesi’nde Akdeniz’de Ulusal ve Küresel Stratejiler Sempozyumu Gerçekleştirildi
Deniz Salyası İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Tarafından Takip Ediliyor