#SinemaEğitimininGeleceği

51. Uluslararası Antalya Film Festivali Kapsamı’nda yapılan “Türk Sineması’nda Okullu-Alaylı Ayrımı” başlıklı panelde Yrd. Doç. Dr. Özgü Yolcu tarafından #SinemaEğitimininGeleceği başlıklı sunum gerçekleştirildi.

Panele Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilal Arık, Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emine Uçar İlboğa, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ergün Yolcu, İstanbul Üniversitesi TBMYO Radyo Televizyon Teknolojisi Programı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Özgü Yolcu’nun yanı sıra 2005 yılında Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülünü almış olan Oyuncu Vildan Atasever katıldı. Panel 14 Ekim 2014 tarihinde Akdeniz Üniversitesi Olbia Salonu'nda gerçekleştirildi.

[caption id="attachment_32295" align="alignnone" width="600"] Soldan Sağa: Yrd. Doç. Dr. Özgü Yolcu, Doç. Dr. Ergün Yolcu, Oyuncu Vildan Atasever, Prof. Dr. Bilal Arık, Doç. Dr. Emine Uçar İlboğa, Antalya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Mitat Yolcu[/caption]

Prof. Dr. Bilal Arık: “Üniversite sinemaya zenginlik katar”

Oturum başkanlığını Doç. Dr. Ergün Yolcu yaptığı panelde öncelikle Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilal Arık söz aldı. Prof. Dr. Bilal Arık iletişim fakültelerinin eksikliklerine rağmen iyi bir sinema eğitimi almak isteyen öğrencilere nitelikli eğitim vadettiğini dile getirdi. Prof. Dr. Arık, alaylı-okullu tartışmasında okulludan yana olduklarını, üniversitelerden yetişecek öğrencilerin sinemaya zenginlik katacağına inandığını belirtti. Prof. Dr. Bilal Arık, sadece sinema eğitimi veren ‘Sinema Üniversitelerinin” kurulmasının da düşünülmesi gerektiğini ifade etti.

Doç. Dr. Emine Uçar İlbuğa: “İyi sinemacılar hayatın içindedir”

Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emine Uçar İlbuğa ise Yılmaz Güney gibi alaylı olup da çok başarılı olan yönetmenler olduğu gibi bu durumun tam tersi İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu olan Zeki Demirkubuz gibi okullu çok iyi yönetmenler de olduğunu vurguladı. İlbuğa, alaylı ya da okullu gibi bir taraf seçmek yerine iyi bir sinemacının felsefe, şiir ve edebiyat okuru olması, toplumdan şekillenen, beslenen, onu biçimlendiren ve hayatın içinden olması gerektiğini düşündüğünü dile getirdi.

Doç. Dr. Ergün Yolcu: “İyi film projeleri hazırlar ve bunları iyi anlatırsanız herkes destek olmak ister.”

Doç. Dr. Ergün Yolcu öğrencilerden gelen sorular üzerine öğrencilere iyi bir film projesi hazırlayıp bunu iyi anlatmayı başarırlarsa birçok kişi ve kurumun desteğini kolaylıkla alabileceklerini dile getirdi. Birçok sinema öğrencisinin hazırladıkları senaryoları çok usta oyuncularla çekmeyi başarmalarını bu duruma örnek olarak gösterdi.

“Gelecekte oyuncuların her sahnede bizzat rol yapmasına ihtiyaç kalmayabilir”

Panelde Yrd. Doç. Dr. Özgü Yolcu, Doç. Dr. Ergün Yolcu ve Araş. Gör. Ekin Bal ile birlikte hazırladığı #SinemaEğitimininGeleceği konulu çalışmayı sundu. Gelecekte görsel efekt ve animasyonların giderek daha da önemli hale geleceğini,  görsel efekt ve animasyonun olmadığı filmlerin neredeyse hiç kalmayacağını dile getiren Yrd. Doç. Dr. Yolcu, Fetih 1453, Titanik, Face Off, Mumya…vb. birçok sinema filminin Görsel Efekt Süpervizörü ve yakında gösterime girmesi planlanan Türkiye’nin ilk 3D animasyon filmi “Evliya Çelebi ve Ölümsüzlük Suyu”nun yönetmeni olan  Serkan Zelzele ile yaptığı röportaja da sunumda yer verdi.  Yrd. Doç. Dr. Yolcu,  Meksika’da yaşadığı için Serkan Zelzele ile röportajı Skype bağlantısıyla yaptığını dile getirdi. Zelzele’nin gelecekte sinema oyuncularının her sahnede oynaması gerekmeyeceğine inandığını ifade eden Yolcu, bilgisayar ortamında yüz mimikleri ve beden hareketlerinde yapılacak değişikliklerle oyuncuların çekimi zor sahnelerde de yer almasının kolaylıkla sağlanabileceğini dile getirdi. Yeni teknolojiler sayesinde artık dünyanın farklı bölgelerindeki kişilerin internet ortamında bir araya gelerek aynı proje için ortak çalışmalar yapmasının gündeme geldiğini dile getiren Yolcu, bu duruma Serkan Zelzele’nin Los Angeles’tan Hindistan’daki ekibi internet bağlantısı sayesinde uzun süre yönetmesini, hatta stüdyolarındaki bilgisayarlarına internet bağlantısı sayesinde erişim sağlayarak hazırladıkları efekt ve animasyonlarda düzeltmeler yapmasını örnek verdi.

“Uzaktan Eğitim, Eğitim Materyallerinin Açık Erişime Konması ve MOOC (Massive open online course) daha da önem kazanacak”

Sunumun eğitimle ilgili bölümünü hazırlarken İÜ Uluslararası Akademik İlişkiler Kurulu Başkanı ve Coimbra Group Üniversiteler Birliği Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Zeynep Çiğdem Kayacan, Sakarya Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı ve The Turkish Online Journal of Educational Technology (TOJET) Hakemli Dergisi’nin Editörü Prof. Dr. Aytekin İşman, İÜ İletişim Fakültesi’nden sonra ABD’deki Maine Üniversitesi’nde görev yapmaya başladığı için her iki ülkenin eğitim sistemlerini bilen ve yeni medya alanında akademik çalışmalar yapan Dr. Özgür Uğraş Akgün ile röportajlar yaptığını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Yolcu, tüm bu bilgileri değerlendirdiğinde gelecekte eğitimde ortaya çıkacak başlıca bazı değişimleri özetledi.

Uzaktan Eğitim ve MOOC (Massive open online course) sistemlerinin giderek daha fazla önem kazanacağının altını çizen Yrd. Doç. Dr. Yolcu, İÜ İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Uzaktan Eğitim Programı’nı örnek olarak gösterdi. Programın Türkiye’deki üniversitelerde sinema alanında uzaktan eğitim yöntemiyle eğitim veren tek program olduğunu ifade eden Yrd. Doç. Dr. Özgü Yolcu, söz konusu bu programın toplam 98 farklı program arasında en yüksek taban puana sahip 26. program olduğunu söyledi. Yolcu, birçok öğrencinin başka üniversitelere girebilecek puana sahip olmasına rağmen, uzaktan eğitimle öğrenim görmeyi tercih ettiğini dile getirdi. Yrd. Doç. Dr. Yolcu, sunumunda gelecekte eğitim sisteminde yaşanması beklenen gelişmeleri şöyle sıraladı;

• Uzaktan eğitimin yayılması. Uzaktan eğitimde sadece öğretmenin görüntüsünün öğrenciler tarafından canlı olarak görülebilmesine ek olarak öğrencilerin de görüntüleriyle sınıfa canlı olarak bağlanabilmesi.


• Öğretim üyelerinin ders materyallerini açık erişime koyması


• MOOC (Massive open online course)


• Örgün öğretimle ders verilen sınıfa öğrencilerin internet üzerinden canlı olarak da katılabilmesi


• Öğrencinin sınıfa bizzat girmesi zorunluluğunun ortadan kalkması


• Seçmeli derslerin yurt içi ve yurt dışındaki farklı üniversitelerden alınabilmesi. Özellikle farklı üniversitelerden alınacak seçmeli derslerde uzaktan eğitimin de tercih edilebilmesi.


• Stajların farklı şehir ve ülkelerde gerçekleştirilmesi


• Sınav yerine proje odaklı eğitim


• Öğrenciden geri bildirim almanın giderek daha önemli hale gelmesi


• Çok kültürlülük içinde eğitim


• Kişiselleştirilmiş eğitim ve kişilerin kendi ders programlarına daha fazla seçmeli ders ekleyebilmesi


• Bireyselleştirilmiş eğitim ve kendi kendine öğrenme


• Slaytlarla sunum yerine videolu sunumların ve elektronik kitapların kullanılması


• Teorik derslerin azalması, uygulamalı derslerin artması


• Çalışan öğrenci sayısının artması

“Gelecekte nelerin değişmeyeceği üzerinde de düşünülmeli”

Gelecek ile ilgili tahminlerde bulunurken sadece nelerin değişeceğini değil aynı zamanda nelerin değişmeyeceğini de düşünmek gerektiğine inandığını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Özgü Yolcu, Ölü Ozanlar Derneği filmini örnek olarak gösterdi. Öğrencilere farklı bakış açıları kazandırmak, ezbercilikten uzaklaştırmak ve kendi özgün dillerini bulmaları için cesaretlendirmek gibi konuların bugün olduğu gibi gelecekte de önemli olacağını dile getirdi.

Vildan Atasever: “İyi yönetmen olmak için öncelikle önyargılardan kurtulmak gerekir.”

Oyuncu Vildan Atasever de gençlere “iyi bir yönetmen olmak istiyorsanız öncelikle kendi önyargılarınızdan kurtulmanız gerekir” dedi. Atasever sansür ile ilgili sorular üzerine “Bir şey yaparken, eğer daha ileriye gitmek istiyorsak inatçı olmamız gerekiyor. İçimizdeki sansürü kaldırmamız gerekiyor. Yıllardır Türk sinemasında sansür varsa öncelikle bireysel olarak kendi içimizdeki sansürü çıkartıp zincirlerimizden kurtulmalıyız.” diyerek cevap verdi.