“Vefatının 80. Yıldönümünde Atatürk” Paneli Gerçekleştirildi
“Vefatının 80. Yıldönümünde Atatürk” Paneli, 8 Kasım 2018 tarihinde İÜ Rektörlük Binası Doktora Salonu’nda düzenlendi.
İÜ Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Budak’ın oturum başkanlığını yaptığı panelde Doç. Dr. Serkan Tuna ve Dr. Öğretim Üyesi Hayrünisa Alp konuşma yaptılar. Panelin açılış konuşması İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak tarafından yapıldı.
“Ülkemiz Tarih Boyunca Bağımsızlığı İçin Büyük Bedeller Ödemiştir”
İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak açılış konuşmasında şunları dile getirdi: “Bugün sadece matem havasında anılacak bir gün değildir. Atatürk sağlığında Türk milletinin bağımsızlığını elde edebilmesi için büyük bir organizasyonu idare etmiş ve daha sonra bunun kurumsal yerleşmesini sağlamıştır. Kurulan bu düzeni de gençliğe emanet etmiştir. Ülkemiz zaten tarih boyunca bağımsızlığı için çok bedeller ödemiş ve her defasında da kararlılığını göstermiştir. Bunun en güzel örneği de Milli Mücadeledir.”
Temsil ettiğimiz gücün “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” felsefesine dayandığını belirten İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, “Ortaya koyduğumuz sivil, ekonomik ve savunma sanayine dayalı gücümüz hiç şüphesiz ki Türkiye’yi ilerletmek adınadır. Türkiye huzurlu ve müreffeh olduğu zaman komşuları da bundan yararlanacaktır çünkü komşularına karşı hiçbir zaman olumsuz ve saldırgan tutum içerisinde olmamıştır. Tam aksine bulunduğu coğrafyaya istikrar getirmek için uğraşan bir Türkiye vardır. Bugünde çevremizde gelişen birçok olayda görüşü alınan bir ülke durumundayız. O yönüyle kuruluş felsefemiz ve tarihten gelen idari genler ve hem siyasi hem de ekonomik alandaki kararlılığımız bugün için birer rehberdir. O yönüyle Atatürk ve silah arkadaşlarının kurduğu düzen ve önerdikleri, bekledikleri ekonomik düzen daha da ilerleyerek gelişme göstermektedir. Her günümüzün dünden daha gelişmiş olduğunu söylenmekten mutluluk duyuyorum. Gelecek günlerin daha da aydınlık olacağı temennisinde bulunuyorum” ifadelerini kullandı.
“Atatürk’ün Temel Amacı Türkiye’yi Çağdaş Medeniyetler Seviyesine Getirmekti”
Açılış konuşmasının ardından panel oturumuna geçildi. Oturum başkanı Prof. Dr. Mustafa Budak panelle ilgili açılış konuşmasında Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitim hayatına değinerek, “Atatürk Osmanlı mekteplerinin en modern mektebi olan Mektebi Aliye’de yetişmiş ve Avrupai fikirleri bu mektepte öğrenmiştir. Liberalizm, milliyetçilik, vatan, anayasa gibi modern toplumun nasıl kurulması gerektiğini bizzat bu ülkelerde bulunmak suretiyle tecrübe ederek öğrenmiş ve bunların Türkiye’de gerçekleştirilmesini bir ideal olarak benimsemiştir. Amaç Türkiye’yi, Türkiye halkını bütün yönleriyle medeni çağdaş bir toplum haline getirmektir. Dolayısıyla Atatürk’ün gerek Cumhuriyetin kurulması gerekse Cumhuriyetten sonraki inkılapları gerçekleştirmesinin temel amacı Türkiye’yi devlet ve toplum olarak çağdaş medeniyet seviyesine, Avrupa medeniyetine endeksli yani o seviyede bir toplum ve devlet haline getirmekti” şeklinde konuştu.
“Atatürk’ün Ekonomik Anlayışı ve Uygulamaları”
Prof. Dr. Mustafa Budak’ın ardından kürsüye gelen Doç. Dr. Serkan Tuna, “Atatürk’ün Ekonomik Anlayışı ve Uygulamaları” isimli bir sunum gerçekleştirdi. Doç. Dr. Tuna sunumunda, “Atatürk’ün düşünce yapısı ve bunun içinde ekonomi dediğimizde aslında çok farklı etmenlerin devreye girdiğini görüyoruz. Gerek Atatürk’ün yaşadığı çağda edindiği tecrübeler, gözlemler ve yine o çağda ortaya çıkan düşünsel birikimler ve elbette kendisinin ortaya çıkardığı bilgi birikimiyle kaynaşması sonucunda çağlara hitap eden düşünce yapısının oluşmaya başladığını görüyoruz” ifadelerini kullandı.
Atatürk’ün özünde siyasi yönü ağır basmış bir asker olduğunu söyleyen Doç. Dr. Tuna, “Bu bağlamda Atatürk’ün ekonomik yönüne baktığımızda bir ekonomist olmadığını ancak Türkiye ekonomisinin o günkü ve hatta belki de gelecekteki yönelimine yönelik çok büyük öngörülerinin, tespitlerinin hatta yönlendirmelerinin olduğunu görüyoruz” dedi.
Atatürk’ün ekonomik görüşünü etkileyen unsurlar arasında son dönemde Osmanlı ekonomisindeki sanayileşememenin getirdiği sorunlardan kaynaklanan bir takım olumsuz durumları gözlemlemenin de etkisi olduğunu söyleyen Doç. Dr. Tuna, “Bu gözlemler büyük bir tecrübeye dönüşecek ve onun ekonomik görüşlerini etkileyen önemli unsurlardan biri olacaktır” ifadelerini kullandı. Atatürk’ün kişisel bilgi birikiminin, tarihe yönelik ilgisi ve okuduğu kitapların da onun ekonomik görüşlerinde önemli bir etmen olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Tuna, böylece Atatürk’ün kritik dönemeçlerde etkin rol üstlenerek ekonomi politikalarında önemli bir rol üstlendiğini de belirtti.
“Atatürk’ün Vefatı Dünya Kamuoyunda da Geniş Yankı Buldu”
Doç. Dr. Serkan Tuna’nın ardından kürsüye gelen Dr. Öğretim Üyesi Hayrünisa Alp ise “Atatürk’ün Genel Sağlık Durumu, Vefatının Bir Yıl Öncesine Genel Bakış, İç Basında Atatürk’ün Vefatına İlişkin Haberler, Atatürk’ün Vefatı ve Dış Dünya’da Yankıları” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi.
Dr. Öğretim Üyesi Alp sunumunda şu ifadelere yer verdi: “Ömrünün önemli bir kısmını savaşlarda, cephelerde geçirmiş biri olarak Mustafa Kemal Atatürk çocukluğundan itibaren çeşitli rahatsızlıklar geçirmiştir. Bu rahatsızlıkların ilki malariadır. Manastır Askeri Lisesi yıllarında sıtma hastalığına yakalanmıştır. Sıtmadan sonra bilinen ilk ciddi rahatsızlığı ise Trablusgarp savaşı esnasında meydana gelen göz iltihabıdır. 1917 yılı sonunda Sultan Vahdettin ile gittiği Almanya seyahati dönüşünde böbreklerinden rahatsızlanmış ve tedavi için Karlsbad kaplıcalarına gitmiştir.”
Bu rahatsızlıklarının yanı sıra 1. Dünya Savaşı sırasında da Atatürk’ün önemli tehlikeler atlattığını söyleyen Dr. Öğretim Üyesi Alp sözlerine şu şekilde devam etti: “Bu tehlikelerin ilki Çanakkale Savaşı esnasında göğsüne bir şarapnel parçasının isabet etmesi, diğeri ise Sakarya Muharebesi esnasında attan düşerek üç kaburga kemiğini kırmasıdır. Cumhuriyetin ilanından sonra ise aşırı yorgunluk sebebiyle kalp krizi geçirmiştir. Trablusgarp’tan Milli Mücadele’nin sonuna kadar geçen süreç ardından 1921-1938 yılları arasında siyasi hayat Atatürk’ü çok yıpratmış, sağlığı 1937 yılı sonralarına doğru iyice bozulmuştur. 1938 yılına gelinildiğinde siroz teşhisi konulan Atatürk 8 Kasım Salı akşamı girdiği ağır komadan bir daha uyanamamış ve 30 saat sonra da vefat etmiştir.”
Atatürk’ün vefatının Paris’ten Afganistan’a, Washington’dan Yeni Delhi’ye, Sidney’den Finlandiya’ya kadar dünyanın çeşitli yerlerinde üzüntüye sebep olduğunu söyleyen Dr. Öğretim Üyesi Alp, “Atatürk’ün vefatı sadece Türk kamuoyunda değil, dünya kamuoyunda da geniş yankı bulur. Yabancı devletler Türkiye’nin acısını resmi kanallardan yolladıkları mesajlar ve cenaze törenine gönderdikleri temsilcilerle paylaşırlar. Taziye mesajlarında ve ölüm haberlerinde en çok “Türkiye Milletinin Büyük Kurtarıcısı”, “Büyük Dahi”, “Büyük Şef”, “Türkiye Cumhuriyetinin Babası” ifadeleri yer alır. Atatürk dünya liderlerine ve büyük devletlere yakışır şekilde, yalnızca Türk halkı tarafından değil tüm dünya milletleri nezdinde kalplerde ve dimağlarda yaşamak üzere ebediyete uğurlanır” ifadelerini kullandı.
Panelin sonunda İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak tarafından konuşmacılara katılım belgesi takdim edildi.
Panel toplu hatıra fotoğrafı çekilmesi ile son buldu.
Haber: Ebru SÖNMEZ
İÜ Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü
Öne Çıkan Haberler
İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak “Akademi Beyoğlu” Açılış Törenine Katıldı
Prof. Dr. Fuat Sezgin ve Eserleri Gençlere Anlatılacak
İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa’da “10 Kasım Atatürk’ü Anma Töreni” Gerçekleştirildi
İÜ Hukuk Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Rona Serozan Son Yolculuğuna Uğurlandı
Prof. Dr. Çiğdem Arıcıgil Çilan’a Girişimci Kadın Akademisyen Ödülü Verildi
İstanbul Teknokent ENTERTECH ile Millî Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü Arasında İş Birliği Protokolü İmzalandı